Günümüzde iç ve dış turizmi bacasız sanayilere benzetenler çoktur. Uzun süre bir yerde yaşayan insanlar hem tatillerini geçirmek, hem dinlenmek, hem de yeni yerler görmek maksadıyla imkânları dâhilinde bir seyahate çıkarlar. 

Bu seyahatin sonunda gitmek istedikleri yerler hakkında bir plan yapılır ve müsait bir zamanda uygulamaya konulur. 

Yıl boyu ister çalışsın, ister mücbir sebeplerden dolayı bir yerde ikamet etsin; bir fırsatını bulunca önce kendi memleketlerine, daha sonra da ülkenin veya dünyanın muhtelif yerlerini görmek için geçi ikamet değişikliğine giderler. Bu değişikliğin adına ne denirse denilsin, insanların kısa süre içinde psikolojik olarak yenilenmesine yardımcı olur.

Ben de daha çok “Kültürel amaçlı” bazı seyahatler yaparım. Bu seyahatlerin sonucunda yolum ikinci defa Osmancık’a düştü. Bu sefer şehri daha dikkatli inceleme fırsatı buldum. Hatta yaşadığım yere döndüğümde Osmancık ile ilgili birçok olumlu şeyler anlattım. Anlattıklarıma mümkün olursa bu güzel ilçeyi dünya gözüyle bir kere görmelisiniz diye de tavsiyelerde bulundum.

Neydi veya nelerdi Osmancık’ı farklı kılan?

Şehrin tarihinden alın da mimari yapısı, şehir planlaması, coğrafi ve kültürel yapısı ile birçok Anadolu şehrinin önünde bence.
Bu yazıyı tesadüfen de okuyan varsa bana “Biz Osmancıklıyız bir şey görmedik de sen Ünye’den beri gelip bir günde neler gördün” denmesin. Bazı şeylerin izahı ne kaleme gelir ne de kelama…

“İnsan yaşadığı yerin körüdür” denir. Daha önce böyle bir söz yoksa demiş olalım. İnsanlar her gün yaşadığı yerin özelliklerini zaman içinde tabii bir alışkanlığın verdiği dikkatsizlik ve rehavet ile farkında olamaz. Mesela bir Baltacı Mehmet Paşa Çeşmesi kaç Osmancıklı için mühim?
Baltacı Osmanlının önemli devlet adamlarından biri. Şimdi size Baltacı’nın yaptırdığı çeşmenin mimari özelliklerinde bahsedecek değilim. Bunu Osmancıklılar bilir. Ancak bu çeşme ile yazılan yazıların başında çeşmenin dört halife adına yaptırılmış olması çok önem taşıyor. Niyetin ve amacın böyle olması en az çeşmenin asırlardır ayakta kalması kadar mühimdir.

Neresine baksanız tarihin derinlerine gideceğiniz şehri Osmancık dışında kaç kişi tanıyor? Tanıyorsa neyi ile tanıyor? Kalesi ve pirinci haricinde dışarı çıkmış yanları ne kadar biliniyor? Osmancıklı ilçenin adını, sanını, ününü, unvanını ne kadar sırlar dışına taşıdı? Sorular ve sorular…

Bugün sadece bir girişten ibaret olan Osmancık’ın kültürel yapısı hakkında bazı yazılar yazacağız elbet. Osmancıklı olmayan birinin gözlemleri daha farklıdır. Çünkü o ilçede yaşamadığı için kasıtlı ifadelerde bulunmaz. Kaldı ki Osmancık ülkemizin bence nadide ilçelerinden biri. Ve bir gün hak ettiği yere geleceğinden eminim.
Bütün Osmancıklılara ve Osmancıkta ikamet eden herkese en kalbi selamlarımı sunarım.