Evlat! Acısı olmayanın anısı az olur. Bir insanın anısı çok ise mutlaka acısı da çoktur. Ve bu acılar zamanla bizleri besleyip büyütür. Bazen hüzünlendirir bazen de güldürür.

Evlat!
Bazı insanların gittiği gün bittiği gündür. Hemen bitmek istemiyorsan insanların gönüllerinde taht kurabilmenin yollarını ara ve hemen gereğini yapmaya çalış…

Evlat!
Ödül, verildi değil alındı denebildiğinde değerlidir. Onun için aldığın ödülün içine sinmesini istiyorsan önce kendin ben bunu hak ettim, diyebilmelisin. Yoksa bir hiçtir.

Evlat!
Bir memur, bir işçi işinde ehilse ödülü almalı yok eğer değilse kalmalı. Ziyan olmamalıdır.

Evlat!
Sade lokma yutulmaz bazen söz/de yutulur. Yutulur ki umut edilir zamanla unutulur. Arada bazı sözleri de yutmayı ihmal etme, kazananlardan olursun.

Evlat!
İnsanoğluna, gideceği yerin korkusu olmasa yaşadığı yerin tutunması olmaz. Lakin o tutunma da boşunadır. Çünkü vakit gelince durmaz ve resen yolculuk başlar.

Evlat!
İş/te rahatlığın temeli eş/te rahatlıktan geçer. Onun için işinde başarılı olmak istiyorsan öncelikle eşinle gönül birliğin olması gerekir. Yoksa kafanın yarısı eş/te yarısı iş/te olursa sıkıntı bitmez.

Evlat!
Eş seçiminde sendeki özellikleri destekleyecek şekilde olmasına dikkat et. Yarın sen kitap yazmak istersin eşin destek yerine köstek olur. Spor ile ilgilenmek istersin yine hakeza aynı durum. Ama senin yeteneklerine yakın olmasa da sevmesi, değer vermesi önemlidir.

Evlat!
Yapılan işlerin reklamı dolu ama içeriği boş olduğunda o toplum boşa çamur çiğniyor demektir. Onun için yapacağın işlerin reklamı önemli ama içeriği ondan daha önemlidir. Asla boş davul çalma.

Evlat!
Biz millet olarak doğalgaz parasını düşündüğümüzün yarısı kadar güvenliğini düşünebilseydik, bu zamana kadar kimsenin burnu kazamazdı. Onun için para önemli ama güvenlik paradan daha önemlidir.

Evlat!
Alışmak zaman alır. Zamanda zamanla her şeyi alır. Yanında bir tek gölgen kalır. Tabii o da sen ayakta iken. Düşünce o da kaybolur.

Evlat!
Bir deprem olunca sosyal medyada yaptığımız paylaşımların yarısını deprem olmadan evvel yapabilsek, topyekûn bilinçlenme olur ve inanın belki de kimsenin burnu kanamaz.

Evlat!
Hak etmeden alınan ödül, başkasının düşürdüğü para dolu cüzdanı ihtiyacın olduğu anda bulmak gibidir. İçindekini kullanabilirsin ama huzur vermez. Çünkü -varsa- bu senin hakkın değil der vicdanın. 

Evlat!
Bir göreve liyakatli olarak gelenler sadece ücret adaletsizliğinden şikâyet ederler. Buna mukabil liyakatsiz olarak, hak etmeden gelenler ise maaş azlığından şikâyet ederler. İkisi arasında çok fark vardır.

Evlat!
Memuriyet hayatımda maaş azlığından hiç şikâyetim olmadı. (Sakın ola sende şikayetçi olma) Elhamdülillah muhannete muhtaç olmayacak şekilde hep idare ettik. Hatta benim gibi birine bu ücreti fazla bile veriyor devlet dedim. Çünkü özel sektör olsa asla bu kadar vermez. Lakin 1985’den bu zamana kadar ücret dağılımı adaletsizliğinden çok şikâyetim oldu. İnsanın verdiği emeğin ve diplomaların mutlaka adil karşılığı olmalıdır. Bu noktada varsa hakkımız mahşere kaldı. 

TAVSİYE: 50 yılın birikimi olan, muhtevasında 660 adet farklı nükteli nasihatin yer aldığı Mahirane Söylemler ve –hikâyeden şiire sızan- Susamak, Depremle Yaşamak ve Kazalar geliyorum Demez kitaplarımı mutlaka okumanızı ve evlatlarınıza okutmanızı samimi olarak tavsiye ediyorum. Yukarıdaki telefondan iletişime geçerek, benden imzalı olarak temin edebilirsiniz.