Korona belası yüzünden 53 gündür evlere hapis olduk. Baharı bile yaşayamadık. Şimdiye kadar görülmemiş, duyulmamış kıyamet alâmeti olarak yorumladığım bu Korona belasına isyanımı şu dörtlüğümle dile getirmiştim.

Böylesi bir belayı hiç görmedik, hiç yaşamadık,

Bütün dünya dehşet içinde nedir hiç anlamadık!

Havaya karışmış sanki, nefes alana saldırıyor,

Büyük küçük demeden herkesi öldürüyor… (Mehmet Özata)

Ben yine de enseyi fazla karartmadan sözleri Bekir Mutlu’ya, bestesi İskilip’li merhum Erdoğan Berker üstada ait şu güzel Nihavent şarkıyla güne başlamak istiyorum.

Bir ilkbahar sabahı güneşle uyandın mı hiç?
Çılgın gibi koşarak kırlara uzandın mı hiç?
Bir his dolup içine uçuyorum sandın mı hiç?
Geçen günlere yazık, yazık etmişsin gönül sen!
Öyleyse hiç sevmemiş, sevilmemişsin gönül sen!...

KIYMETİNİ BİL CANIM,

Aldığın her nefesin, / İşittiğin her sesin / Ve sevdiğin herkesin,

Kıymetini bil canım.

Ağacın yeşilinin, / Çiçeklerin renginin, / Yürekteki sevginin,

Kıymetini bil canım.

Bu can sana emanet, / Etme ona ihanet, / Her şey biter nihayet,

Kıymetini bil canım.

Ömür bir gün bitecek, / Gören göz görmeyecek, / Gönülse sevmeyecek,

Kıymetini bil canım.

Bir yiyip de bin şükret, / Allah’ına dua et, / Yaşamak ne büyük zevk,

Kıymetini bil canım. (Yıldız Büget)

Kelebeğin ömrünün bir gün olduğunu düşününce Yıldız hanımın dediği gibi biz insanlara bu kadar uzun yaşam bahşeden Yüce Allah’a şükrederek yaşamın kıymetini bilmeliyiz.

Ezelden ebede kâinat genişleyip duruyor,

Milyarlarca gezegen elsiz ayaksız dönüyor,

Bilmem ki, bir bilen mi yönetiyor bunca âlemi?

Neden başka âlemlerden bir ses bir seda gelmiyor? (Mehmet Özata)

Gençliğine doyamadan acılar içinde kıvranarak 26 yaşında ölen Çorum’lu şair Mazlum Kenan Köstekçi’nin (1910-1936) kaderine isyan ederek yazdığı yürek yakan ağıt dörtlüğü.

Bu on sarı parmağı son günüme saklayıp,

Camlaşan gözlerimle onlara bakacağım.

Son bir hızla ruhumu tepemde yakalayıp

On kollu şamdan gibi başımda yakacağım…

BAADDİN FIKRALARI

1—Affetmek için iki kişilik erdem lazım. Hem onu affetmek, hem de onu affettiğin için kendini affetmek.

2—Mum olmak kolay değildir. Işık saçmak için önce yanmak gerekir. (Mevlana)

3—Dünya nüfusu 8 milyarı buldu. Korona Virüs herhalde buna bozuldu!

4—Sentetik kimyasal gübreler ve bitki hastalıklarına ait Pestisit denilen zehirli tarım ilaçları sadece toprağı değil insanları da hastalandırmaya başladı. Pestisit hasattan sonra ürüne yapışık olarak kalır, buharlaşma özelliğinden dolayı solunan havaya da bulaşarak insanları ve hayvanları zehirler.

İhraç ettiğimiz sebze ve meyveler bu yüzden geri gönderiliyor.

Bu yazdıklarımı hemşehrimiz Soner Yalçın’ın “Saklı Seçilmişler” kitabından aldım. Çorum’lu Soner Yalçın’ın halası Osmancık’lı bir pirinç tüccarıyla evliymiş. Osmancık Nufus Müdürü Adnan Kumtemur ve eski Tapu Müdürü Abdullah Keskin üstadların Osmancık’lı bu tüccarı araştırarak bulmalarını rica ediyorum.