19 Haziran 2019 bu gün Çarşamba günü. Köşe yazımın başlığı seçim bitti. Neden böyle bir köşe yazımın başlığı ile karşılaştığımızı elimden geldiğince anlatmaya çalışacağım.

Konumuz İSTANBUL BÜYÜKŞEHİR BELEDİYE BAŞKANLIĞI YEREL SEÇİMİ olduğuna göre Bir kere şunu hepimiz biliyoruz İstanbul un taşı toprağı altın.!

Evet bunda hem fikiriz değil mi.?bu güne kadar bu ülkemizin hangi dere yatağında veya denizinde yada başka bir yerinde altın bulundu ? yok kardeşim altın maltın yok!

Altın denilen şey yada fırsat bu büyük şehrin nimetlerinden devlet eli ile faydalanmak için çırpınan insanlar.!

Onur isim olarak kalmış anlamı yok.!

Dilencilik en önemli meslek dalı olmuş.! Okulu yok!

Devletin geliri olan vergilerimizden birinci sınıf zengine ve yoksul halka,ezilmiş parçalanmış insanlığımıza yardım ediyor gibi yaparak köleleşmiş düşünceler satılıyor…ap açık pazarlık şansları bile olmayan, okumayan,okusa da okuduğunu anlamayan ama herkesin yorumcu olmaya çalışırken zırvaladığı bir geminin içinde hepimiz çırpınıyoruz.!

Birinci sınıf zenginler iktidara yamanmak için,ihale vesair alabilmek için kırk dona sokuluyor.!iktidar derse ki şu cemaate yardım edeceksin ,ediyor zengin köleler.!hop çuka edilen paralar yurt dışına aktarılıyor.!aradan zaman geçince bir af al sana zengin köle af çıkardık kaçırdığın yurtdışında olan paralarını getir ülkeye ceza meza da yok,sonra nasılsa bir dümen suyu daha bulunur.böyle köleleştiriliyor insanlar.

NASIL MI ?

Zengin kaptan köşkünde,iktidar dümene yatmış durumda,orta sınıf yok edilmiş olduğu için yok zaten gemide,en alt açlık sınırında yaşamaya razı edilmiş mecbur bırakılmış bir halk iktidarın elinden atılacak bir lokmayı havaya gözlerini dikerek beklerken,içinde bulunduğumuz geminin rotasından kimsenin haberi yok.!

Dümene yatanlarda bilmez halde.!her gün her dakika yalan yalan yalan,bu yalanların arasında bir kuru soğana muhtaç yapılanlardan elbette iktidar oy alacak..! muhalefete oy çıkmaz İstanbul’dan, yani demem o ki BİNALİ seçimi alacak.!

Hepimize öğretilen parmak hareketi var ya ağzımız tamamen duygusal derken elimizin yaptığı hareket.evet para herkes yolmanın peşinde düşerken yine herkes birbirini yoluyor.!

Yalanlardan oluşan bir toplum yalanların oyuncağı olmuş durumdayken kapısının önüne bırakılan üç beş kuruşluk yardıma kimin kendisini muhtaç ettiğini sorgulamadan yardım getiren yâda gönderenin aslında açlığa kendisini mahkûm eden olduğunu aslanlar gibi biliyor. Affedersiniz bir adım daha ileri gideyim eşekler gibi biliyor. Alan ne alırsam o kar derdinde verende, deveyi sülalesi ile götürüyor olmanın keyfinde.

KİM ÇOK…!

Alan açlık sınırının altında yaşayan kendini akıllı sanan zavallılar çok.tv’nin karşısında bak abi ne güzel konuştu, yav arkadaş dibimiz oyuluyor dibimiz.!

İktidar köleleştirirken yine sende aldığının binde birini bile sen açlık sınırının altında yaşarken sana vermiyor.anla bunu artık.seni kandırıyor,sen ise köleleşen aklınla ne yolarsam kar düşüncesi ile yine kendi kendini yoluyorsun.!keşke karnın doyacak ve kimseye muhtaç olmayacak kadar yolsan onu da beceremiyorsun,seni yolan ülkemizin kaynaklarını tüketen başkaları elinde iken,sen açlık sınırının altında yaşayan ey köleleştirilmiş insanlarımız elinde ki birkaç tüy ile avunurken paranın kokusunu aldığın yere oy vereceksin.!

DUYDUNMU KAPIN ÇALINIYOR.! Geldiler geleceğini almaya.!

Hırsızı dışarıda aramayın.!şu an çalınan kapısını açmaya gidiyor.

Köleleştirilen insanın önündeki sandıkta yem var ve o yeme bu halk gelir arkadaşlar.

Seçimi kim alacak demiş olabilirim sizce.? bilin bakalım.