Tarih öğretmeni olduğum için Serik lisesinde (1970-1976) çalıştığım yıllarda

her 18 Mart tarihinde yapılan törenlerde Çanakkale savaşlarını heyecanla anlatırdım. Çanakkale Muharebeleri, I. Dünya Savaşı sırasında 1915-1916 yılları arasında Gelibolu Yarımadasında Osmanlı İmparatorluğu ile İtilaf devletleri arasında yapılan deniz ve kara muharebeleridir.

İtilaf Devletleri; Osmanlı İmparatorluğunun başkenti İstanbul'u alarak İstanbul ve Çanakkale boğazlarının kontrolünü ele geçirmek, sonra da Almanya ile savaşan Rusya’ya yardım etmek için Çanakkale Boğazına saldırmışlardır. Mustafa Kemal’in kahraman Mehmetciklerimizle beraber yedi düvele karşı göğüs göğüse savaşarak kazandığı bu kutsal savaşımızda 57. Piyade Alayına “Ben size taarruz etmeyi değil, ölmeyi emrediyorum.” diyerek verdiği emir hep ağlatır beni. Biliyorsunuz, 57. Piyade Alayının bütün kahraman evlatları şehit olmuştur. Çanakkale savaşlarını milli şairimiz Mehmet Akif Ersoy “Çanakkale Şehitlerine ” adlı şiirinde adeta yaşayarak anlatır.

Eski Dünya, yeni Dünya, bütün akvam-ı beşer,

Kaynıyor kum gibi, tufan gibi, mahşer mahşer!

Yedi iklimi cihanın duruyor karşında,

Ostralya’yla beraber bakıyorsun Kanada,

Çehreler başka, lisanlar deriler rengarenk,

Sade bir hadise var ortada: vahşetler denk,

Kimi Hindu, kimi yamyam, kimi bilmem ne bela..

Hani tauna da züldür bu rezil istila.

Ölüm indirmede gökler, ölü püskürmede yer,

O ne müthiş tipidir: Savrulur enkâzı beşer,

Kafa, göz, gövde, bacak, kol, çene, parmak, el, ayak,

Boşanır sırtlara, vadilere sağnak sağnak,

Ey şehit oğlu şehit isteme benden makber,

Sana aguşunu açmış duruyor Peygamber…

Rahmetli milli şairimiz Mehmet Akif’in adeta yaşamışçasına yazdığı bu milli destan her okuduğumda ağlatır beni.

Çanakkale savaşlarında ve ulusal kurtuluş savaşlarında bu vatan için canlarını feda eden başta Başkomutan Mustafa Kemal olmak üzere bütün komutan ve aziz Mehmetciklerimizi sevgi, saygı, rahmet, minnet ve şükranla anıyorum.

Osmancık’ta güncel hayatı takip eden ve sosyal medyada paylaşan emekli Tapu Müdürü kardeşim Abdullah Keskin, Osmancık’ta toprak sanayinin öncüsü

rahmetli Turhan Çorbacıoğlu amcamızın adının Osmancık’ta bir caddeye verilerek yaşatılmasını istiyor. Ben de canı gönülden destekliyorum bu öneriyi.

Sevgili Belediye Başkanımız Ahmet Gelgör kardeşimize ve değerli Belediye Meclisi üyelerine duyurulur.

BAKALIM BU HAFTA BİZİM KEL KAFALI BAADDİN NE DİYOR?

1—Çanakkale, Seyit Onbaşıdır, Nusret Mayın gemisidir, Tokat’lı Onbeşlilerdir,

bütün askerleri şehit olan 57. Piyade Alayıdır, Çanakkale, Mustafa Kemal’dir.

2—“Komutanım benim tüfek bozulmuş, tetik basmıyor.” diyen askere, “Tüfek sağlam oğlum, senin parmağın kopmuş” dediği kahramanlık destanıdır Çanakkale.

3—Televizyonlarda, medyada ve boyalı basında çok sık seyretmek zorunda kaldığımız ve çok da bıktığımız reklamlara çok dikkatli bakın lütfen. Reklamlarda sunulan ürünlerin yüzde doksanı maalesef hep yabancı ürünler. Bizler neler yapıyoruz, biraz düşünün Allah aşkına?

4—En tehlikeli insan tipi, az anlayan, çok inanandır. (Anton Çehov)

Yeni yazdığım bir dörtlüğümle sizlere veda ediyorum.

Yağarım buhar olur, tüterim topraklarda,

Üşürüm dua olur, titrerim yapraklarda,

Varlığımdan soyunup kemâle ermek için,

Sema yapar yanarım, dönerim şafaklarda…(Mehmet Özata)

19 Mart 2021 Mehmet Özata