1—Kadın kapıya gelen dilenciye çıkıştı: Sadaka toplamak için kapı kapı dolaşmaya utanmıyor musun? Mecburum efendim, bugüne kadar kimse sadakayı evime getirmedi.

2—İki arkadaş yolda karşılaştılar. Biri ötekine “Haberi duydun mu? İç İşleri Bakanlığında bu gece büyük bir hırsızlık olmuş.” “Yok canım, önemli vesikalar mı çalınmış?” Önemli de laf mı? Çalınan gelecek seçimlerin sonuçlarıymış!

3—Senin küçük kardeşin konuşmasını öğrendi mi? Ahhh.. hem de nasıl! Şimdi de susmasını öğretmeye çalışıyoruz.

4—Yaşlı bir kadın kocasına: Yarın evliliğimizin ellinci yıldönümü, kümesteki horozu keselim mi? “Anlamadım,” dedi kocası, bunda onun suçu ne?

5—Doktor tatbik ettiğiniz tedavi için size teşekkür ederim. İyi ama siz benim hastam değilsiniz ki! Öyle, fakat amcam hastanız da. Ben de onun tek varisiyim.

6—Laf yetiştirmekten kendini yetiştirmeyi unutmuş insanlar var.

7—Eli kaşınır, para gelecek, sırtı kaşınır kavga edecek, ayağı kaşınır yola gidecek, kulağı kaşınır biri beni anıyor… Kirlisin işte bi git yıkan!

8—Sinop’da Cuma namazında hoca ”Safları sık tutalım aramıza şeytan girmesin!” der. Cemaattan yaşlı bir amca, “Hocam bırak da girsin şerefsiz, iki rekat namaz da o kılsın!”

9—Kurbanlık bakmaya kadınlar gitmeli, zira öküz seçmekte üstlerine yok!

10-Alo Polis mi? Evet buyrun, “Abi burada 500 den fazla ölü var!” Sakin ol,

nerdesin? “Mezarlıkta” Allah belanı versin, kapat lan telefonu!

11-Temel’i ameliyata almışlar, doktorlar maskelerini takarken, Temel yarı baygın,” boşuna uğraşmayın hepinizi tanıyorum” demiş.

12-Ben sana ilaç olurum da, sen benim yan etkilerime dayanamazsın!

13-Eğer uzaylılar gerçekten varsa buradan seslenmek isterim. “Yeriniz varsa yatıya gelelim. Dünya çekilmiyor artık!

14- Kadın hakları diye bir şey yoktur. Kadın daima haklıdır.

15-Biz sevmeyi beceremedik, az sevdik aklımız kaldı, çok sevdik canımız yandı.

BU KADAR FIKRADAN SONRA ŞİMDİ HAYATIN GERÇEKLERİNE GELELİM

Koronavirüs korkunç bir hızla bütün dünyaya yayılarak insanoğlunu evlere hapsetti. Geçen hafta Çorum Haber yazımda “Bu yaşananlar tam anlamıyla “Kıyamet Âlametleri” diyerek, yaşadığımız dehşete dikkat çekmiştim.

Bugün, ABD Savunma Bakanı Mark Esper, "yeni tip koronavirüsün Çin'deki laboratuvardan çıktığına ilişkin" iddiaları incelediklerini belirterek,

"Çin'in şimdi bile bize doğruyu söylediğine inancım yok. Gerçekten neler olup bittiğine bakmamız lazım. Bu, küresel bir pandemi, küresel bir yanıt vereceğiz. Çin'in salgınla ilgili gerçekleri saklamasına göz yumamayız." dedi.

Fransa Cumhurbaşkanı Macron’da, “Çin’de Covid-19’la ilgili bilmediğimiz şeyler oldu” diyerek, şaşkınlığını dile getirmiş.

Bütün dünya Kovit-19 belasıyla uğraşırken, ABD ve AB şirketleri dünya piyasalarında %44 oranında değer kaybedince Çin’in bu şirketlerin hisselerini toplaması korkunç bir oyundur.

Dünyaca ünlü Sigorta şirketlerinin Çin’e trilyonlarca dolar tutarında tazminat davaları açmak istemeleri bu melanetin arkasında Çin’in olduğuna işaret ediyor.

Yaklaşık bir aydır evlere hapsolduk. TRT Belgesel kanalında sürekli Afrika’da zavallı aç ve sefil insanların hayatları hikâye ediliyor. Yani TRT, “Halinize şükredin, beterin beteri var” diyerek bizlerin bilim dünyasıyla irtibatımızı kesiyor.

TRT ve diğer kanallar aptal dizilere devam ediyor. İşimiz gücümüz aşk, meşk.

kızların gençlere, gençlerin kızlara dakikalarca aptal aptal bakmaları beni resmen çıldırtıyor. Maalesef, ülke olarak hâlâ cinselliğin mağara dönemini aşamadık.

Bilim kurulundan iyi haberler beklerken, Bilim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Ateş Kara, 'Normal hayata ne zaman döneriz?' sorusuna ''Kurallara sıkı sıkıya bağlanırsak Mayıs sonu Haziran başı gibi dönebiliriz'' demesi bütün ümitlerimizi kırdı.