Sevgili okurlar

Anacığım, yoldaşım, omuzdaşım Nazmiye Cebeci’yi yitirince, acımı sizlerle paylaşmış, izin isteyip yazılarıma ara vermiştim,

O gün bugün ölüm üzerine, yas üzerine, elime ne geçirdiysem okumaya çalıştım. (o gün bu gün abimi de yitirdim.) Uzmanların psikologların yazılarında yassın 5 evresi teorisine rastladım.

Bilmeyenler için özetleyeyim. 5 evre şöyle: İnkâr, öfke, pazarlık, depresyon, kabullenme.

Benim tepkim ise, ne 5 evresi, 100 bin, milyon evre demek oldu.

Ben yasımı yaşarken o 5 evreyi hiç tanımadım.

Hazırlıklı olsak ta, doğumlar gibi ölümlerin doğallığına inansak ta yokluğun yarattığı boşluğu hiçbir şey dolduramıyor. Tıpkı şairin (Hoş geldin) şiirinde dediği gibi (Kesilmiş bir kol gibi omuz başımızda) O boşlukla kalıveriyoruz. Ve herkes kendi yasını kendince yaşıyor

O gün bugün, yaşamaya çalışırken hayatın çaresi nedir diye sorarken yakaladım kendimi… yaşamak ölmekten bin kat daha zor. Ölümün çaresi var. Ya yaşamın?

13 yıl önce, 13 şubatta anam, can yoldaşım en yakın arkadaşım, omuzdaşım, tüm yakınlarımızın sevgilisi anamı toprağa verdik. İyi yürekli bir insandı. Çok özel bir insandı. Dürüsttü, mertti. Nitelikli, birikimli, hoşgörülü, özgün, uygar bir insandı. Hayatı seven, öğrenmeyi ve öğretmeyi seven bir insandı. Anaydı, alçak gönüllüydü, cömertti. Harika Yemekler pişirir, tadına doyulmaz börekler yapardı. Ondan çok şey öğendim. Yıllar boyu hep yanımda oldu. Hep ufkumu genişletti. Bütün bu yıllar boyunca birlikte değiştik.

55 yıl vicdanıyla şefkatiyle gerektiğinde sırtımı dayadığım kocaman dağ oldu. O beni kalbinde büyüttü. İyi ki anam oldu, iyi ki onun oğluyum.

Sevgisini ilgisini yeteneğini direnişini gözlerinde taşırdı.

Anam sevgi ile bakardı. Güzel, sıcacık, hüzünlü, kederli…

O gözlerinde onlarca yıllık birikimi gördüm. Hep hayatı seven, birlikte yaşadığı insanları seven. Bunlara karşı kendisini hep sorumlu hisseden anam her duygusunu gözlerinde taşırdı.

Kırılganlığı ve soyluluğuyla herkesi kucaklayan zengin gönüllü kocaman kalpli her anın sorumluluğunu üstlenen anam…

‘’ Hatırlamak Bir Buluşma Biçimidir’’ sözünü kucaklayarak… Seni hiçbir şeyin unutturmayacağını inanarak…

Omuz başımda anam.

Mustafa CEBECİ