CHP Çorum Milletvekili Mehmet Tahtasız’ın önergeye ilişkin TBMM Genel Kurulu’nda yaptığı konuşması şu şekilde:

6 ŞEHİT VERİNCE NEDEN GEREKEN ÖNLEM ALINMADI, NEDEN 6 ŞEHİT DAHA VERDİK?

“Şehit haberlerinin yüreğimizi parçaladığı acı günlerden geçiyoruz. Acımız tarifsiz, 24 saat içerisinde 12 şehit verdik. 12 ana kuzusu, 12 vatan evladı Hakk'a yürüdü. Bu kaçıncı acı, bu kaçıncı şehit? Hava şartlarını bilmiyor muydunuz? Şehit düşen kahraman askerlerimizi 1 metre karın altındaki çadırlarda görünce içimiz bir kez daha yandı. Çok mu gerekliydi onları pusuya müsait açık arazide korumasız bırakmak? İstihbaratımız, teknolojimiz yok muydu, teröristlerin üslerimize 20 metreye kadar yaklaşması fark edilmedi. 6 şehit vermişken neden önlem alınmadı, neden 6 şehit daha verdik?

HANİ AYAKKABI NUMARALARINA KADAR BİLİYORDUK

Biz, bu karanlık noktalar aydınlansın, kapalı oturumda bilgi verilsin istiyoruz. Halkımızdan neyi gizliyorsunuz? Suudi Kral için yas ilan ediyorsunuz; vatan için, bayrak için, şehit olan 12 vatan evladımız için yas ilan etmiyorsunuz. Görevden el çektirilen İçişleri Bakanı övünüyordu, hani ülkemizde 77 terörist kalmıştı, hani ayakkabı numaralarını dahi biliyorduk. 

Başkan Kıral’a, geçmiş dönem belediye başkanlarından ziyaret Başkan Kıral’a, geçmiş dönem belediye başkanlarından ziyaret

“UTANÇ VERİCİ OLAN MEHMETÇİK'İN BİLE BİLE ÖLÜME GÖNDERİLMESİDİR”

Terör hepimiz için ortak sorun, acı hepimizin acısı ama asıl ateş anaların, babaların, eşlerin, evlatların yüreğine düşüyor. Bizler normal hayatımızda yaşarken sıvasız evlerin gariban vatan evlatları el tetikte canlarını ortaya koymaya devam ediyorlar. Şimdi, "Neyi yanlış yapıyoruz, bir şehit daha olmasın diye ne yapmalıyız?" demenin tam zamanı değil mi? Bildirinin ötesine geçme zamanı değil mi? "O bildiriye imza atmadık, kendi kınama metnimizi yayınladık." diye 21 yıldır iktidarda olan siz bugün utanmadan partimizi hedef gösteriyorsunuz. Utanç verici olan 21 yıldır binlerce vatan evladımızın şehit olmasıdır, Mehmetçik'in bile bile ölüme gönderilmesidir. Gerçi, utansanız çözüm sürecinde terör örgütü PKK'ya "Karakolları görmezden gelin." demezdiniz, Oslo'da terör örgütüne pazarlık yapmazdınız, terör örgütü elebaşının mektubunu meydanlarda okutmazdınız, Kandil'e heyet göndermezdiniz, seçim kazanmak için kırmızı bültenle aranan teröristi TRT ekranlarına çıkartmazdınız, Habur'da seyyar mahkemeler kurup teröristlerin ayağına savcıyı, hâkimi göndermezdiniz, hendekler kazılırken kafanızı kuma gömmezdiniz. Kozmik odalarımıza hainleri sokan siz değil miydiniz? Sizde utanma olmayabilir ama şunu bilin: Bizim geçmişimiz temiz, alnımız ak, vicdanımız rahat. Vatanını, bayrağını seven, ülkenin bölünmez bütünlüğünü her şeyin üstünde tutan Cumhuriyet Halk Partilileri terör örgütü ve onun uzantılarıyla yan yana getirmeye çalışmak kimsenin haddine değildir. Genel Başkanımızın dediği gibi: "Kimse şehitlerimizin üzerinden siyaset yapmasın." A4 kâğıdı üzerine imza koyup bir sonraki şehit cenazesine kadar şehitlerimizi unutanlarla ortaklaşmadık, bundan sonra da ortaklaşmayacağız.

MEHMETÇİKLERİMİZ İÇİN, POLİSLERİMİZ İÇİN NE YAPTINIZ?

Kim güvenlik güçlerimize bir kurşunun atarsa Allah belasını versin, kim bu ülkenin yararına bir iş yaparsa Allah ondan razı olsun. Bizim anlayışımız budur. Ya, sizin anlayışınız nedir? İktidarınızda askerimize, polisimize ne kadar sahip çıktınız? Mehmetçiklerimiz için, polislerimiz için ne yaptınız? Hangi sorunları çözdünüz? 

İNTİHARLARIN SEBEBİ ARTIRILSIN

Samimiyseniz buyurun size bir fırsat: Bu araştırma önergesini, intihar eden askerimizin eşi Özlem Kıyıklık ve 3,5 yaşındaki evladı Öyküm Meva için verdim. Suriye'de görev yapan Çorumlu hemşehrim Abdussamet Kıyıklık 10 Aralıkta canına kıydı. Geride gözü yaşlı bir eş, 3,5 yaşında bir kız çocuğu bıraktı. Evlerini ziyaretimde askerimizin eşi "Benim eşim hayat doluydu, intiharı araştırılsın, başka vatan evlatları intihar etmesin, başka evlere şehit ateşi düşmesin." diyor. Sadece 15 içerisinde 6 uzman çavuşumuzun intihar ettiğinden haberiniz var mı? 10 gün önce, aynı gün uzman çavuşlarımız Ümit Sayhan, Yavuz Atman, Ökkeş Gök ve Mustafa Çelik intihar etti. Uzman Çavuş Ökkeş Gök ardında bir mektup bıraktı. "Şırnak'ta 2020 yılından beri çalışmaktayım. Geldiğim günden beri sürekli baskı ve insan vücuduna aykırı çalışmalara maruz kalıyorum. Karşı çıktığımız zaman tehdit ve daha ileri sorunlar ortaya çıkıyor. Tüm birikimlerimi anneme bırakıyorum. Özür dilerim. Yaşamayı beceremedim." yazmıştı. Onu yaşatmayı başaramadığımız için ben kendi adıma özür diliyorum. İktidar olarak siz, Ökkeş Gök ve onun gibi intihar eden onlarca askerimize yapılanlara göz yumduğunuz, onların birilerinin iki dudağının arasına bıraktığınız, yıllardır istedikleri kadro güvencesini vermediğiniz için özür dileyecek misiniz, yoksa şehit cenazelerinde yine siyaset yapmaya devam mı edeceksiniz? 

GERÇEKTEN SAMİMİYSENİZ VİCDANINIZIN SESİNİ DUYUN

Samimiyseniz, askeriyedeki intiharları, istifaları ve 12 şehidimizin şehit düştüğü son saldırıdaki ihmalleri araştırırsınız. Samimiyseniz tüm sözleşmeli askerlerimize kadro güvencesi verirsiniz, onların sosyal ve özlük haklarını düzeltirsiniz. Gerçekten samimiyseniz bir kez olsun vicdanınızın sesini duyun ve bu öneriye "evet" deyin. Unutmayın ki bu "evet" bu vatana borcunuzdur.
Vatan uğruna şehit olan tüm kahramanlarımıza Allah'tan rahmet diliyor, yaralılarımıza da acil şifalar diliyorum. Kim terör örgütüyle iş tutuyorsa, kimler sorumluluğunu yerine getirmiyorsa Allah kahrıgazap etsin. Yaşasın Türkiye Cumhuriyeti.”