Psikolog Dan Killey tarafından ortaya atılan bir kavram olan Peter Pan Sendromu; olgun olmalarına rağmen çocukça eylemlerde bulunan ve büyümekten korkan kişilerin yaşadığı bir durumdur. Fakat patolojik olarak literatüre eklenmemiştir.

Sendrom 18-25 yaş aralığında kendini gösterip 30’lu yaşlarda da devam etmektedir. Sendromun kilit noktası ‘sorumluluk’ kavramıdır. Sosyal hayatta rutin düzeyde olan oda toplamak, ev düzenlemek, partime bir işte çalışmak, küçük işler, akademik alanda başarı elde etme çabası vb. kişiye yaşamının ilerleyişinde sorumluluk deneyimi sağlar. Bu eylemlerden kaçmak ise çocukça davranmanın en temel nedenini oluşturur.

11-12 yaş aralığında kişisel bakım konusunda bile kendini gösterebilen sendromdur. Bu bireyler için el yıkamak, duş almak, diş fırçalamak dünyanın en zahmetli işleri gibidir.13-14 yaş grubunda daha çok tedirginlik şeklinde kendini gösterirken 15-16 yaş grubunda reddedilmekten korkmak, 17-18 yaş grubunda kendini depresif hissetmenin yanı sıra yalnızlık hissiyatı da ağır basabilmektedir.19-20’li yaşlarda ise duyarsızlık, kendini yüceltme, öfke patlamaları olarak belirtileri mevcut olan Peter Pan Sendromunda kişi adeta mızmızlanan ve hayata karşı tepinerek, ağlayarak istediğini kolay yoldan elde etme eğiliminde olan bir çocuk gibidir.30’lu yaşlardaki seyrinde ise kişi yetişkinliğin getirilerini reddeder fakat bu reddediş mutsuzluk ve umutsuzluk doğurmuştur. Etkileyen faktörlere bakıldığında ise kişinin ekonomik düzeyi, eğitim düzeyi ve özellikle ergenlik döneminde olanlar için anne-baba tutumu gibi faktörlerin varlığına rastlanmaktadır.

Peter Pan Sendromu gerçekleri yok saymanın (yadsımanın) mevcut olduğu talepkarlığın üst düzeyde olmasına rağmen yaşama karşı verilen çabanın alt düzeyde olduğu bir sendromdur. Burada kişiler hayatın sadece bize verilen bir şey değil bizden aynı zamanda istenilen bir şey olduğu gerçeğini yadsımaktadır. Ve unutulmamalıdır ki hayata karşı hep alacaklı olduğunu düşünenler, kendinden hiçbir şey vermeyecek ve alacaklı, mutsuz belki de umutsuz bireyler olarak yaşamlarını süreceklerdir.