Futbolda İlhan Cavcav sezonu, dün oynanan Başakşehir- Bursaspor maçıyla başladı.

Hayırlı olsun. Sezonun ilk maçında, Başakşehir Bursaspor’u 1-0 mağlup etti.

yeni başlangıç, yeni umutlar demek ama ben bu federasyon, bu hakemler ve bu kadar yabancı futbolcuyla bu futbol sezonunun başarılı olacağını düşünmüyorum.

Fatih Terim’in olaylı bir şekilde Milli futbol takımının başından ayrılmasından sonra Milli takımın başına çok yakından tanıdığımız başarılı bir hoca olan Lucescu geçti.

Ben Türk Milli takımının başına bizden bir hocanın geçmesini isterdim.

Lucescu çok takdir ettiğim bir hocadır. Yıllar evvel hem Galatasaray’ı, hem de Beşiktaş’ı şampiyon yapmıştı.

Türkiye Futbol Federasyonu başkan yardımcısı Ali Dürüst’ün, Galatasaray Başkanı Dursun Özbek’e haber vermeden Lucescu’yla anlaşması Galatasaray’lı Ali Dürüst’e hiç yakışmadı.

Lucescu’nun, babası yaşına bir gazeteci kardeşimiz Bilal Meşe’yi dövmeye kalktığı için Milli Futbol takımdan ayrılan Arda’nın ayağına giderek onun Milli takıma davet etmesini çok yadırgadım. Bu davranışı da Lucescu’ya hiç yakışmadı.

Lucescu Galatasaray’ı şampiyon yaptığında Galatasaray yönetim kurulunun ayakta karşıladığı bir hocayken, böyle ucuz bir davranış sergilemesini çok ayıpladım.

Bu davranışı ile Lucescu, hem Türk spor basınına ve hem de meslekdaşı Fatih Terim’e çok ayıp etti.

Demek ki, para ve zaman insanları saygın hallerinden uzaklaştırabiliyor.

Dün televizyonda Arda’nın basın toplantısını izledim. Arda’nın basın toplantısına başladığı anda basın mensuplarının protesto için odayı terk etmesi çok hoşuma gitti. Arda’nın kendisi sorup, kendisinin cevapladığı basın toplantısında garip yüz ifadesiyle, “olaydan pişman değilim” demesi ayrı bir cehaletti.

Fatih Terim’in Futbol Federasyonundan alacağı tazminat Fatih hocayı çok yıprattı. Aslında, Milli takımın başından böyle uzaklaştırılmasını bir türlü hazmedemeyen

Fatih hocanın onur meselesi yaptığı tazminatı, “istemiyorum” demesini beklerdim.

Demek ki, “Paranın hiçbir önemi yoktur ama bütün önemli şeyler para ile satın alınır.” atasözü boşuna söylenmemiş.

Gelelim transfer meselesine.

Biliyorsunuz, yıllardır Türkiye birinci ve ikinci ligleri emekliliği gelmiş yabancı futbolcuların cenneti oldu. Beşiktaş, Fenerbahçe, Galatasaray, Trabzonspor ve diğer takımlarımız birbirleriyle yarışırcasına yabancı futbolcu transfer ediyorlar.

Her gün televizyonlarda bir takım insanlar hava alanlarında bağıra çağıra, bir takım insanları karşılıyorlar.

Yıllardır, kendi altyapılarından futbolcu yetiştiremedikleri için Alman liglerini altyapı olarak kullanan takımlarımız şimdi bütün dünyaya açılarak adı sanı duyulmamış yüzlerce yabancı futbolcuları transfer ediyorlar.

Bundan sonra futbol takımlarımızda Türk futbolcu göremezsek hiç şaşırmayın.

Geçen sene Şenol Güneş hocayla şampiyon olan Beşiktaş, bu sene de pek çok transfer yaptı.

Beşiktaş’ın oturmuş bir kadrosu var. Bu sene de şampiyonluğun en büyük adayı.

Fenerbahçe, takımın başına kendi çocuğu Aykut kocaman’ı getirmekle doğru bir iş yaptı. Onlar da pek çok transfer yaparak yabancı futbolcu sayısını çoğalttılar.

Fenerbahçe’de şampiyonluğun en büyük adaylarından.

Galatasaray’da pek çok transfer yaptı ama geçen sene etik olmayan bir şekilde takımın başına Tudor’u getirmesi çok tepki aldı. Bu gidişle Tudor’un Galatasaray’da başarılı olması biraz zor görünüyor.

Bu sene boşta olan Fatih Terim baskısı Tudor’u çok yıpratacağa benziyor.

Bu vesileyle yeni futbol sezonunda bütün futbol takımlarımıza başarılar diliyorum.