1-- CAHİT SITKI TARANCI

Küçükken yaramazlık yaptığı için babası tarafından pencereden aşağı sarkıtılmıştır. 
O günden sonra ölümden korkmuş ve eserlerinde hep “ölüm” temasını işlemiştir.
Otuz Beş Yaş adlı şiirinin sonunda ölümle ilgili şu muhteşem dizeleri hiç unutamam. 
Neylersin, ölüm herkesin başında. / Uyudun uyanamadın olacak, 
Kim bilir, nerde nasıl kaç yaşında? / Bir namazlık saltanatın olacak,
Taht misali o musalla taşında… 

2-- NAZIM HİKMET RAN

Nazım Hikmet’in en değişik özelliği devamlı beyaz pantolon giymesiydi. İlham geldiğinde aklındaki sözleri hemen beyaz pantolonuna not alıyormuş. Tüm dünyanın tanıdığı bir şair olmak, böyle değişik özelliklere sahip olmaya bağlıdır belki de.

3-- ÖZDEMİR ASAF

"R" leri söyleyemeyen şair...Bir gün matbaadan çıkıp Karaköy’e gitmek için bindiği taksinin şoförü sorar: “Neğeye biğadeğ?” Utancından “Kağaköy” diyemez, “Eminönü” der. İner. Oradan Karaköy’e kadar yürür.

4-- YAHYA KEMAL BEYATLI 

Hiç evi olmamıştır. Ölene kadar İstanbul Park otelde yaşamıştır. Nazım Hikmet’in annesine aşık olduğu söylenir. Otelde ölüm öncesi yazdığı söylenen şu dizeler çok ünlüdür.
Ölüm kaderde var, yaşayıp köhnemek hazin, 
Yok mudur buna bir çare, Ya Rabbil Alemin? 

5-- TEVFİK FİKRET

Aynı zamanda iyi bir ressamdır. Evinin planını da kendisi çizmiş ve evine Aşiyan ismini vermiştir. Galatasaray lisesi müdürlüğü yapan Tevfik Fikret’ şiirlerine Atatürk hayranmış. 

6-- TOMRİS UYAR

Tomris Uyar üç büyük şair, Turgut Uyar, Cemal Süreya ve Edip Cansever’i kendisine tutsak eden şair diye anılır. 

7-- ORHAN VELİ KANIK

Ölümü belediyenin açtırdığı bir çukur yüzündendir. Çukura düşmesi sonucu başından yara almış ve ölüm sebebi bu olmuştur. Yalnızlığı anlatan şu şiiri çok güzeldir. 
Bilmezler yalnız yaşamayanlar, / Nasıl korku verir sessizlik insana;
İnsan nasıl konuşur kendisiyle, / Nasıl koşar aynalara, / Bir cana hasret, /Bilmezler..

8--CEMİL MERİÇ

En ünlü sözleri kitap okumak üzerine olan Cemil Meriç gözlerinde oluşan bir rahatsızlık nedeni ile yazıları okumayacak duruma gelmiştir. Gözleri göremez duruma geldiğinde ise yakınlarının yardımı ile yazmaya devam etmiş hatta en verimli eserlerini gözlerinin görmediği dönemlerde kaleme almıştır.

9---SABAHATTİN ALİ

Sabahattin Ali su gibi Türkçesi ile kitaplarını kaleme almıştır. Kısacık ömründe hayata her daim pozitif düşüncelerle bakan Ali, diksiyon takıntısına sahipmiş. Yanlış telaffuz edilen bir söz duyduğunda hemen bunu düzeltme girişiminde bulunurmuş. 
Sabahattin Ali’nin Sinop cezaevinde yazdığı dillere destan şu muhteşem şiirini Kerem Güney bestelemiş, Edip Akbayram’da çok güzel okur. 
Başın öne eğilmesin / Aldırma gönül, aldırma 
Ağladığın duyulmasın, / Aldırma gönül, aldırma
Dışarda deli dalgalar / Gelip duvarları yalar;
Seni bu sesler oyalar / Aldırma gönül, aldırma

10-AHMET ARİF

Türkçeyi en iyi kullanan şairlerimizden Ahmed Arif aynı zamanda Zazaca, Arapça ve Kürtçe dillerini de biliyordu. Ata binmeyi daha küçük yaşlarda öğrenen Arif şahlanmayan ata binmezdi. Yaşamının büyük bir bölümünde günde 4 paket sigara içen Ahmed Arif tam bir sigara tiryakisiydi.

11-ÜMİT YAŞAR OĞUZCAN

Söylenenler göre Ümit Yaşar yirmi üç kez, kendi sözlerine göre de üç kez intihara kalkışmıştı. 1973 yılında Ümit Yaşar Oğuzcan’ın on yedi yaşındaki oğlu Vedat Oğuzcan, Galata Kulesi’nden aşağı atlayarak intihar eder. Rivayet odur ki, cansız bedeni yerde yatarken avucundaki kağıtta bir not yazılıdır: “Baba intihar öyle edilmez, böyle edilir!”
                            1 Mart 2024 / Mehmet Özata