İnoğlu, özel sektörde tabi ki hem çalışanların hem de işverenlerin korunması ve desteklenmesinin Çorum açısından önemli olduğunun altını çizerek, "Bu bağlamda hükümetimiz tarafından yapılması planlanan yeni kıdem tazminatı düzenlemesine ilişkin değerlendirmelerde bulunarak ilgili tarafları bilgilendirmeyi kendimize vazife biliyoruz" dedi.

Saadet Partisi Osmancık İlçe Başkanı Halil İbrahim İnoğlu, konuya ilişkin açıklamasında şunları dile getirdi:

"Tam da bu noktada şunu da belirtmemiz gerekir ki oluşabilecek hataların önüne şimdiden geçmiş olalım. Bu yeni kıdem tazminatı sistemine ilişkin bilgileri Anadolu Ajansı'nda yer alan haberlerden derlenerek hazırlamak zorunda kaldık. Taslağın işçi ve işveren temsilcilerine gönderildiği gibi tüm siyasi partilere de gönderilmesi gerekirdi. Toplumun önemli bir kesimini ilgilendiren düzenlemelerin daha geniş çaplı bir istişare ve şeffaflık anlayışı ile yürütülmesi demokratik teamüllerin temel gereksinimlerinden birisidir.

YENİ KIDEM TAZMİNATI TASLAĞI DÜZELTİLMEZSE FON OLARAK KULLANILABİLİR…

Ülkemizdeki kıdem tazminatı sistemi hem işveren hem de işçi açısından önemli sorunların yaşandığı ve reform gerektiren bir alandır. Ancak getirilmesi öngörülen sistemde işçinin fonda biriken parayı alma hakkının kullanılması aşamasında yapılması öngörülen kısıtlamalar, işçinin hakkı olanın devletin fon ihtiyacı için kullanılması sonucunu doğuracaktır.

Böyle bir fon kurulacaksa yapılması gereken, sistemde belirli süre kaldıktan sonra işten çıkarılma, ev alma yahut emekli olma gibi durumlarda işçinin fonda biriken tutardan ne kadarını toplu olarak almak, ne kadarını aylık ödeme olarak almak istediğine kendisinin karar vermesinin sağlanmasıdır.

Dar gelirli vatandaşların emekleri, kısıtlı gelirleri üzerinden kurulan fonların amacı dışında kullanılması ülkemiz açısından yeni bir tecrübe değildir. İşsizlik sigortası fonunda da aynı durumu yaşamaktayız. İşsizlik fonunda işçilerin hakkı olarak biriken fonlar; yine ucuz bir kaynak olarak devlet tarafından kullanılmaktadır. Uzun yıllardan beri uygulanmasına rağmen işsizlik oranında kalıcı bir azalma sağlayamamış, yani bu anlamda faydasız istihdam teşvikleri sermaye sahiplerine kolayca dağıtılmakta; ancak çalışanlar işsiz kaldıklarında, işsizlik ödeneğinden hem zor şartlarla hem de sınırlı sürelerle yararlanabilmektedir.

Büyük bir bölümünü dar gelirlilerin oluşturduğu çalışanların, aldıkları ücretlerin tamamı zaten tüketime ve borca gitmektedir. Devlet, artık bu kesimin elinde avucundaki sınırlı gelirlerini bir kaynak olarak görmekten bir an önce vazgeçmelidir. Kıdem tazminatı, işsizlik sigortası ve emeklilik gibi bu kesimin refahını etkileyen sistemlerin dar gelirlilerin lehine işleyecek, gerçekten hakkı olanlara hizmet edecek şekilde yeniden tasarlanması gerekmektedir."