Kitabın editörlüğünü yapmak yanında 3 bölümün yazarlığında görev alan Dr. Özçatalbaş; kitabın ilk bölümünde “ Doğrusal Ekonomiden Döngüsel Ekonomiye Geçişin Değerlendirilmesi” konusunu ele alıyor.
Kitabın önsözünde Özçatalbaş: “Tarımın insanlık için hayati öneme sahip olduğu vurgusunu yaparak; iklim değişikliği, çevre kirliliği, küresel ısınma ve COVID-19 salgını gıda güvenliğinin ve gıda güvencesinin önemini ortaya çıkardığını ve bu kitabın sürdürülebilir tarımı ve bunun iklim değişikliğinin olumsuz etkileriyle mücadelede ve dünyanın gıda talebinin karşılanmasında önemini tartıştığın belirtiyor. Kitapta dikkat çeken en önemli fikir ise “iklim değişikliğini önlemek amacıyla üretilen ve bu amaçla kullanılacak teknolojilerin “İnsanlığın Ortak Malı” olarak kabul edilmesi gerektiği düşüncesidir, denilebilir. Öyle ki bu düşünce teknolojik alanda küresel rekabetin karşısında yani alışılmışın dışında, hatta tam karşısında duran “yeni bir paradigma” olarak değerlendirilebilir.
İKLİM DOSTU TEKNOLOJİLER İNSANLIĞIN ORTAK MALI” KABUL EDİLMELİ!
Kuşkusuz burada “iklim dostu ileri teknolojilerin insanlığın ortak malı” olarak kabul edilerek, küresel ölçekte bu teknolojilerin hızla yaygınlaşmasını sağlamak iklim değişikliği tehdidine karşı çok önemli bir yaklaşımdır. Söz konusu teknolojilerin ticari kaygıların bir yana bırakılarak tüm toplumların ve tüm ülkelerin kullanımına sunulması; mevcut küresel piyasa ve faydayı kutsayan klasik ekonominin kabullerine aykırıdır. Bu nedenle iklim değişikliğiyle mücadelede kullanılan ya da iklimle dost teknolojilerin döngüsel ekonominin gereklilerini yerine getirecek şekilde bedelsiz paylaşımı bir sistemin tesis edilmesi Dr. Özçatalbaş’ın ortaya koyduğu yeni bir bakışı ifade etmektedir. Dünya, kazanç hırsından büyüktür! Bu yaklaşım bir bakıma “Dünya; ticari kazanç hırsı ve çıkarlardan büyüktür, dünyanın geleceği küresel ekonominin kabulleri ve rekabetten çok daha önemlidir.” Anlamına gelmektedir ve mevcut kabullere meydan okumak anlamına gelmektedir. Özçatalbaş; “dünyanın geleceği ve sürdürülebilir yaşamın devamlılığını sağlamak esas olduğuna göre; teknolojiyi üretenlerin ürettikleri iklim dostu teknolojileri, üretemeyenlerle de paylaşmalıdır, bu teknolojilerin ortak kullanıma açılması küresel ölçekte bir paylaşım kültürünün hayata hakim olmasını da sağlayacaktır. Bu ise BM'nin ortaya koyduğu tüm
Sürdürülebilir Kalkınma Amaçlarına hizmet edecek bir sürecin çalışmasına hizmet edecektir.” şeklinde kitabın teması ile ilgili olarak görüşlerini dile getiriyor.
