Şu âlemde sahipsiz değildir hiçbir kimse / Her sahipsizin bir sahibi olduğu ah bir bilinse

*

Aslında adildir şans / Hayatta herkesin kapısını çalar / Lakin çoğu kapıyı açmaz / Bilmeden şansını kovar / Sonra bitmez eyvallahlar

*

Zaman zaman kısmen edilse de şikâyet / Günümüzde en rahat iş devlet işi, nihayet

*

Ne güzel dalgalanıyor ay yıldızlı bayrak / Dosta güven verip, düşmana korku salarak

*

Yolum düştü yaylamıza / Kırılmış kapılar, virane olmaz yapılar / Unutulmuşken bir bir maziye dair anılar / Yıllar sonra tekrar karşıma çıktılar / Bu çürük sobanın bende hatırı var / Sanki eskisi gibi gürül gürül yanar / Bir tarafta anam babam / Diğer tarafta ben var / Ah o eski zamanlar / Yaşamayanlar / Ne anlar?

*

Dört mevsim türlü türlü nimet vermiş Yaradan / Buna mukabil sadece şükür istiyor biz kuldan

*

Uzağa atarsın yakına düşer / Unutmak istersin aklına düşer / Sonrada şişer patlar sinir stres eder

*

Herkesin heybesinde keşkeler dolu / Boşaltılsa acaba ortalık ne olu? / Şu bir geçek ki, epey boğulma olu

*

Bilmem yolun düşecek mi bir gün bu şehre / Hatırlayacak mısın dolaştığımız sokakları caddeleri / Susamsız olsun diye aradığımız köşe başındaki simitçileri / Ve sobası çok yanıyor diye oturduğumuz baraka kahvaneleri / ……………………… / Kalmadı be dostum / Ne o simitçiler ne de baraka kahvaneler / Değiştirdiler şehri şimdi, kökten birer birer / Zaten hatıralarda biz ölünce söner / Ya şimdiki gençler onlarda bi alemler

*

Dünyada olsa da düşman daim kalleş / Bak yine aynı yerden doğuyor güneş / Rüzgârda eskisi gibi tersten esmiyor / Demek işler yolunda, kötüye gitmiyor / Zor günlerde sadece bir olmak yetiyor / Vatan millet devlet kutsalımız ezan / Kim olabilir ki, bu güzelliklere kızan / O halde hepten uyanık ol Müslüman

*

Bir gün kesilir nefes ölümü tadar herkes / Bu kadar garantide kibirli olmak serbest

*

Samimiyet üzerine atılmışsa dostluğun temeli / O dostluk hiç bitmez devam eder temelli

*

Her bir fert / Kendince vardır mutlak bir dert / Kimi bireyseldir kimi ise memleket

*

Kurt mutlaka sever dumanlı havayı / Aman dikkat zaman birlik zamanı / İç dış kapılar açık bırakılmamalı

*

Açmış düşman avucunu, istiyor ki düşsün elime / İlahi Yarab, Sen büyüksün hayal bile ettirme / Şu mübarek Cuma günü hürmetine

*

Acep kim nerede, ne haldedir şimdi? / Unutuldu isimler, simalar bile silindi / Ayşe, Türkan, Tahir, Muzaffer, Levent / Yok bir emare, acaba nere idi memleket? /Hanım hanımcık biri vardı içimizde / Yaşıyorsa mutlaka yüksek bir yerde / Koca 40 yıl geçti görse hatırlamaz bile / Olsun gıyabi selam göndereyim yine de

*

Şu ceketin haline bak kalmış dışarıda / Sahibi ise uzanmış yatıyor musallada

*

Her nerede olursa olsun / Önce çay sonra yol olsun

*

Bir sen vardın halimi soran / Her merhaban da mutlu kılan / Sen de gittin şimdi uzaklara / Bak yalnız kaldı bu adam / ‘Nasılsın?’ diye soranlara / ‘iyiyim’ derse, bil ki yalandır yalan