Matematik mezunu serbest gazeteci Bedri Adanır, haberlerde sıkça yapılan sayısal hataları 7 maddede anlatıyor.
“Dilini öğrenip harflerine aşina olmadan [evreni] okuyamayız. O, matematiğin diliyle yazılmıştır. Harfleri ise üçgenler, daireler ve diğer geometrik şekillerdir. Bunları bilmeyen insanın tek bir kelime bile anlaması imkânsızdır” diyor Galileo.

MSB acı haberi duyurdu: Şehidimiz var! MSB acı haberi duyurdu: Şehidimiz var!

Ancak matematiksel veriler, doğru bir şekilde kullanılmadığında okuru aldatabiliyor. Tabii burada aldatıcı olan matematiğin kendisi değil, verilerin yanlış veya eksik kullanılması. Haberlerde de bu tür hatalara sık sık rastlıyoruz. Mesela…

1. Oransal değişimler: Yüzde (%) ve yüzdelik puan farkı
İlk örneğimiz, özellikle seçim ve ekonomi haberlerinde sıkça yapılan bir yanlış…

Son seçimde bir partinin oy oranının yüzde 40’tan yüzde 44’e çıktığını düşünelim. Bunu bildiren iki haber başlığına bakalım:

Yanlış başlık: Partinin oy oranı yüzde 4 arttı.

Doğru başlık: Partinin oy oranı 4 puan arttı.

“Yüzde” (%) ifadesi 100’ün kesri olan bir sayı veya oranı ifade eder. “Yüzdelik puan” ise iki yüzde arasındaki aritmetik farkı ifade eden bir birimdir.

Üstteki örnek üzerinde biraz düşünürseniz neden hata yapıldığını görebilirsiniz:
Bir parti, 100 seçmenlik bir yerleşimde, geçen seçimde 40 ve bu seçimde 44 oy almışsa fazladan 4 oy almış demektir. 4 oy, ilk seçimde aldığı 40 oyun yüzde 10’udur.

Yani bu parti oyunu yüzde 10 artırmıştır. Yüzde cinsinden iki seçimdeki oy oranını karşılaştırırsak artışın 4 puan olduğunu görürüz.

İpucu: İki yüzdelik oran arasında bir karşılaştırma yapacaksanız “yüzde” yerine “puan” birimini kullanın.
Matematiksel doğruluk tek başına yeterli değil. Gazeteciliğin doğruluk ilkesi gereği olguları bağlamından koparmadan, olabildiğince nesnel ve tarafsız biçimde sunmak gerekiyor. Bu nedenle oransal değişimleri, haberlerde ve mümkünse başlıklarda tam olarak ifade etmeliyiz. Aksi hâlde okurda yanlış bir algı oluşabilir.

Örneğin “A Partisi önceki seçimlere göre oyunu yüzde 100 arttırdı” ifadesi matematiksel olarak doğru. Fakat bu artışın (veya azalışın) belirli bir referansı yok. Yani neye göre arttığı veya azaldığı belli değil.

“Bunlar neden toplanıyor hocam, ortalaması alınması lazım değil mi?”
“Yüzde 100 artış” okurda bu partinin büyük bir çıkış yakaladığı algısını yaratabilir. Ama örneğin 10 milyon seçmen olan bir ülkede bir partinin 100 olan oyunu 110’a çıkarmasının pek büyük anlamı olmasa gerek. Bu nedenle bu tür bir haberde, oransal değişimin yanı sıra (veya bunun yerine) miktarları da belirtmek gerekir.
Enflasyon haberlerinde bu hata sıkça yapılıyor veya kasten yanlış bir algı oluşturuluyor. Örneğin geçtiğimiz şubatta bazı TV kanallarında, aslında Türkiye’deki enflasyonun diğer ülkelere nazaran iyi durumda olduğunu, bu yüzden hâlimize şükretmemiz gerektiğini adeta bas bas bağıran bir habere rastlamıştım.

Ülkelerin enflasyon oranlarının bir önceki yıla göre artışı karşılaştırmalı olarak bir tablo olarak ekrana verilmişti. Tabloya göre Almanya’nın enflasyon oranındaki, bir önceki yıla göre artış %1225, ABD’nin %400, Türkiye’nin ise sadece %147’ydi. Bu verilerde matematiksel bir problem yok ama habercilik etiği açısından korkunç aldatma söz konusu… O tarihte gerçek şuydu: ABD’nin enflasyon oranı %7, Almanya’nın %5,3, Türkiye’nin ise 36,08 idi.