İSTANBUL (AA) - ŞULE ÖZKAN - İsrail'in işgal altındaki Doğu Kudüs'te yer alan Mescid-i Aksa'nın statüsünü değiştirme politikalarını, Ulusal Güvenlik Bakanı Itamar Ben-Gvir, Maliye Bakanı Bezalel Smotrich gibi aşırı sağcı bakanlarla fanatik Yahudi yerleşimcilerin belirlediği ifade ediliyor.

AA'nın İsrail'in Filistin'de uyguladığı işgal politikalarını ele aldığı 3 haberden oluşan haber dosyasının son bölümünde, İstanbul 29 Mayıs Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Doktor Öğretim Üyesi Abdullah Ma'rouf Omar, Osmanlı Devleti döneminde Kudüs'teki kutsal mekanların durumuna ilişkin belirlenen statükonun, İsrail tarafından değiştirilmek istenmesiyle ilgili değerlendirmede bulundu.

Omar, İsrail'de özellikle aşırı sağcı bakanların koalisyon hükümetinde yer almasıyla polisin ve fanatik Yahudilerin Mescid-i Aksa'ya yaptıkları baskınların motivasyonunun değiştiğini belirterek, "İsrail polisi ve fanatik Yahudiler, Mescid-i Aksa'nın tarihi statükosunu ihlal ediyor. Radikal gruplar eskiden sadece Mescid-i Aksa'ya girip dolaşıp çıkıyordu, artık hedefleri burada ibadet etmek." dedi.

Kudüs'teki kutsal mekanların durumuna ilişkin statükoya göre Mescid-i Aksa'ya girme ve ibadet etme hakkının sadece Müslümanlara tanındığına dikkati çeken Omar, fanatik Yahudi grupların 2019'dan bu yana Müslümanların ilk kıblesi sayılan mabette ibadet etmeye çalıştıklarını aktardı.

Omar, fanatik Yahudilerin, İsrail'in Doğu Kudüs'ü işgalini kutladıkları geçen yılki "Kudüs Günü"nde Mescid-i Aksa'da dini ritüellerini gerçekleştirdiklerini ve dans ettiklerini hatırlatarak, şöyle devam etti:

"Fanatik Yahudiler, Aksa'da bu sene de benzer şeyleri tekrarlıyor ve artık burada ibadet etmeyi normalleştirdiler. Biz sadece onların Aksa'da ibadet etmelerine değil mescidi ziyaret etmelerine de karşıyız. Çünkü tek bir Yahudi'nin bile Mescid-i Aksa'ya girmesi mevcut statükoya ve uluslararası hukuka aykırı."

- "İsrail'de önemli bakanlıklar aşırı sağcıların elinde"

Fanatik Yahudi yerleşimci liderleri olarak tanınan isimlerin İsrail siyasetinde önemli pozisyonlara geldiklerini ve ülke politikalarında etkin rol oynadıklarını dile getiren Omar, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Aşırı sağcı Maliye Bakanı Bezalel Smotrich işgale mali desteği kontrol ediyor. Aynı şekilde ırkçı ve ayrımcı söylemleriyle meşhur Ulusal Güvenlik Bakanı Itamar Ben-Gvir de kolluk kuvvetlerinin başında yer alıyor. İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ülkenin başında gibi gözükse de gündemi belirleyen Smotrich ve Ben-Gvir. Sağcı Likud Partisi ile aşırı sağcı Dini Siyonizm Partisi Mescid-i Aksa konusunda rekabet ediyor."

Omar, Likud Partisinden milletvekili Amit Halevy'nin yakın zamanda paylaştığı Mescid-i Aksa'nın mekansal olarak bölünmesine ilişkin planın, aşırı sağcıların işgal politikalarını uygulamaya koymaktaki "başarısını" gösterdiğine işaret ederek, "Eskiden küçük ve önemsemeyen gruplarla Mescid-i Aksa'ya baskın yapan yerleşimciler, şu an İsrail devletini yönetiyor. Bakanların aşırı sağcılıkta birbiriyle yarışması da bu tarihi arka planla daha iyi anlaşılabilir." ifadesini kullandı.

KEİPA üyeleri, Zonguldak'ta Maden Müzesi ve Gökgöl Mağarası'nı gezdi KEİPA üyeleri, Zonguldak'ta Maden Müzesi ve Gökgöl Mağarası'nı gezdi

- "İsrail polisi, fanatik Yahudi yerleşimcilerden oluşuyor"

İsrail'de resmi hahambaşılığın fetvasına göre Yahudilerin Mescid-i Aksa'ya girmesinin yasak olduğunu aktaran Omar, bu fetvanın mescidin Meğaribe Kapısı'na ve Silsile Kapısı'na iki levhayla asılı olduğu ancak Fanatik Yahudilerin Meğaribe Kapısı'nın önündeki levhayı geçen yıl kaldırdığı bilgisini paylaştı. Omar, şu değerlendirmede bulundu:

"İsrail'deki resmi hahambaşılık bu fetvanın tekrar yerine koyulması konusunda ısrar etti. Yeni fetva levhası ise teftiş noktasından sonraya yerleştirildi. Yani baskın yapacak fanatik yerleşimci, tüm işlem bittikten sonra bu fetvayı görüyor. Bu durum İsrail polisi için de olumlu çünkü bu fanatik gruplar vasıtasıyla Mescid-i Aksa'yı kontrol altına alıyor."

Omar, fanatik Yahudi yerleşimcilerin, Mescid-i Aksa'ya baskınlarını İsrail kuvvetlerinin kontrolünde gerçekleştirdiğine değinerek, şunları kaydetti:

"Önceden İsrail Kamu Güvenlik Bakanı olarak görev yapan, şimdi ise İsrail'in Birleşmiş Milletler (BM) Daimi Temsilcisi Gilad Erdan, işgal polis teşkilatına bu örgütten insanları yerleştirdi. Artık bu fanatik Yahudi yerleşimcilerden bazıları, İsrail polisi oldu. Bu sebeple görevleri sırasında, fanatik yerleşimcilerin çıkarına aykırı herhangi bir şey yapmıyorlar. Bu da Mescid-i Aksa için tehlike oluşturuyor."

- "Yerleşimci hahamlardan oluşan grup yeni fetvalar veriyor"

Mescid-i Aksa'ya Yahudi kontrolüne almak isteyen grupların varlığının Doğu Kudüs'ün işgalinin öncesine dayandığının ve küçük grupların 90'lı yıllarda işgal altındaki Batı Şeria'da yaşayan yerleşimcilerin katılımıyla büyüdüğünün altını çizen Omar, sözlerini şöyle tamamladı:

"Bu gruplar günümüzde, işgal altındaki Batı Şeria'da yaşayan yerleşimci hahamlardan oluşan yeni bir fetva makamı oluşturdu. Yeni Sanhedrin adını verdikleri gayriresmi bu oluşumla kendilerini yeni fetva merci olarak görüyorlar ve işgal devletinin resmi fetvalarını kabul etmiyorlar. Resmi hahambaşılığa aday hahamlar göndererek işgal devletinin fetvalarını da kontrol altına almak istiyorlar. Temel hedefleri, Mescid-i Aksa'ya Yahudilerinin girişinin yasaklandığı fetvasının aksine burada ibadet edilebileceği fetvasını çıkarmak. Yani dini bir fetva yerine siyasi bir fetva çıkarmaya çalıştıklarını söyleyebiliriz."

- İşgal altındaki Doğu Kudüs'teki Mescid-i Aksa'da "tarihi statüko"

Mescid-i Aksa ve Kudüs'teki vakıflar, İsrail ile Ürdün arasında 26 Ekim 1994'teki barış anlaşmasında benimsenen statükoya göre Ürdün Vakıflar, İslami İşler ve Mukaddesat Bakanlığına bağlı Kudüs İslami Vakıflar İdaresinin himayesinde bulunuyor.

Daha önce Kudüs İslami Vakıflar İdaresinin izni dahilinde Mescid-i Aksa'yı ziyaret eden Yahudiler, 2003'ten bu yana Vakıflar İdaresinin egemenliğini ihlal eden İsrail'in tek taraflı kararı çerçevesinde polis denetiminde Müslümanların kutsal mabedine giriyor.

Kudüs İslami Vakıflar İdaresi, İsrail polisinin tek taraflı müdahalesiyle Yahudi yerleşimcilerin Mescid-i Aksa'ya girişini baskın diye nitelendiriyor.

İsrail yönetimi, Mescid-i Aksa'da "sadece Müslümanların ibadet edebildiği diğer dinlerin mensuplarınınsa sadece ziyaret edebileceği" tarihi statükonun korunduğunu savunuyor. Ancak fanatik Yahudi yerleşimcilerin İsrail polisi korumasında Aksa'ya düzenledikleri baskınlarda dua ettikleri ve dini ritüelleri yerine getirdikleri sıkça kameralara yansıyor.