Türk Eğitim-Sen Genel Başkanı Osmancıklı hemşehrimiz Talip Geylan, Şubat ayında en az 40 bin ilave öğretmen ataması yapılmasını talep etti.

Genel Başkan Geylan, gündeme ilişkin bazı açıklamalar yaptı.

Genel Başkan Talip Geylan, Türkiye Kamu Sen ve Türk Eğitim Sen’in terörle mücadelede şüphesiz, amasız devletimizin yanında olduğunu söyledi. Fırat Kalkanı, Zeytin Harekâtında olduğu gibi Fırat’ın doğusuna yapılacak operasyona da destek verdiklerini bildiren Geylan, “Askerimizin, güvenlik güçlerimizin, devletimizin yanındayız” dedi.

Türk Eğitim-Sen’in üye sayısının sözde sendikanın devletin bütün imkânlarını cüretkârca kullanmasına rağmen arttığını belirten Geylan şunları kaydetti:

“2002 yılında üye sayımız 125 bin 863 idi. 2018 mutabakatında üye sayımız 201 bin 475 ‘tir. Üye sayımız 15 yılda yaklaşık 100 bin arttı. Emekli olanları, çeşitli nedenlerle ayrılanları da hesaba kattığımız zaman 100 bin artış sağlayabilmemiz için en az 300 bin yeni üye kaydetmemiz gerekir. Üstelik üye sayımızı artırırken kimseyi tehdit etmedik, kimseye vaatte bulunmadık. Bu sizlerin başarısıdır. Tebrik ediyorum. Ancak Türkiye sevdalıları böyle bir başarı elde edebilirdi. Türkiye Kamu-Sen ve Türk Eğitim-Sen sadece bir sendika değil aynı zamanda milletimizin hislerine tercüman olan, her durumda hiçbir hesap gütmeden devletimizin ve milletimizin yanında saf tutan milli bir sivil toplum kuruluşudur. Bu anlamda da milletimizin gönlünde yer edindiğimize inanıyorum.”

Sözde yetkili sendika genel başkanının “toplu sözleşme masasına yetkili olmayan sendikalar oturmamalı” sözlerine de sert tepki gösteren Geylan, “Türkiye Kamu Sen o masaya ne senin ne de ağababalarının sayesinde oturuyor. Türkiye Kamu Sen, toplu sözleşme masasına 4688 sayılı kanunun 29. Maddesinin vermiş olduğu yetki ve 400 bini aşkın üyesinden almış olduğu güç ile oturuyor. Aslında o masada bizim oturmamızdan sadece işverenlerin yani hükümetin rahatsız olması gerekir. Bir sendika başkanı sağındaki, solundaki çalışanların desteğinden neden rahatsız olur? Türkiye Kamu Sen ‘in imza yetkisi yok, hatta itiraz yetkisi yok, Türkiye Kamu-Sen karar merci değil. Türkiye Kamu-Sen o masada adeta sadece gözlemci sıfatı ile oturuyor. Hal böyle iken neden Türkiye Kamu Sen’in masadaki varlığından rahatsızsınız?" ifadesini kullandı.

"KİRLİ PAZARLIKLARI TÜRKİYE KAMU SEN’İN İFŞA ETMESİNDEN KORKUYORLAR"

Geçmiş toplu sözleşme süreçlerinde yaşananları hatırlatan Geylan şunları söyledi: “Hatırlanacağı gibi 2012 yılında bir tiyatro gösterisi yaptılar. Güya masayı terkettiler. Konu kamu Çalışanları Hakem Kurulu’na taşındı. O dönemde Memur Sen adına KGHK’ya katılan akademisyen üye, Hükümetin getirdiği öneriye aynen imza attı.

2013 yılında 30 günde bitirilecek süreç 7 gün içinde tamamlandı ve 123 TL’ye imza attılar. 123 TL’nin ortalama memur maaşındaki yüzdelik karşılığı yüzde 5.2 idi. 2014 yılı sonu itibari ile enflasyon yüzde 8.17 oldu. Bu çok bilmiş sendika enflasyon farkına toplu sözleşmede yer vermediği için kamu çalışanları o yıl enflasyon farkı alamadı.

Yine bu iş bilmez sendikanın yaptığı hesap hatası yüzünden 2015 yılında yüzde 1.8 daha az enflasyon farkı aldık.

2018 yılı için ise yüzde 4+3.5 olarak yüzde 7.5 zam aldık. Kasım ayı için enflasyon 21.62 olarak gerçekleşti. Yıl sonu hedefi Merkez Bankası’nın 23.5, Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın 20.08’dir. Her halükarda aldığımız maaş zammının belki 2 katı enflasyon farkı almak durumunda kalacağız. Dolayısıyla o masada Türkiye Kamu Sen’in olması çok önemlidir. Eğer o masada Türkiye Kamu-Sen olmasaydı, yaşanan rezaleti ellerindeki medya gücü ile propaganda bombardımanı ile öyle bir manipüle edeceklerdi ki, kamu çalışanlarına “Tarihi Başarı” olarak kabul ettireceklerdi. Kirli pazarlıkları Türkiye Kamu Sen’in ifşa etmesinden korkuyorlar. İnşallah önümüzdeki süreçte Türkiye Kamu Sen yetkiyi alacaktır.”

"ŞUBAT AYINDA EN AZ 40 BİN İLAVE ÖĞRETMEN ATAMASI YAPILMALI"

Eğitim çalışanlarına yönelik şiddet olayları hakkında açıklama yapan Geylan, “Türk Eğitim Sen olarak bir yasa tasarısı hazırladık. Bütçe görüşmeleri bittikten sonra milletvekillerimiz marifeti ile TBMM gündemine getireceğiz. Eğitim çalışanlarına yönelik şiddet olaylarında caydırıcı önlemlerin alınmasını istiyoruz. Ülkemizi yönetenler de eğitim çalışanlarına yönelik açıklamalarında daha dikkatli bir dil kullanmalıdır” dedi.

3600 ek gösterge sözünün yerine getirilmesini isteyen Genel Başkan Geylan, tüm kamu çalışanlarının ek göstergelerinin düzenlemesini ve ek göstergeden yararlanamayan yardımcı hizmetler sınıfında çalışanların da bu imkândan faydalanmasını talep etti. Ek göstergenin yükseltilmesinin emekliliğe önemli katkı sağlayacağına da vurgu yapan Geylan, “Öğretmenlerin ek göstergeleri 3600’e çıkarıldığında, emekli maaşlarında ortalama 600 TL emekli ikramiyesine de ortalama 20 bin TL artış olacaktır. Bu durum öğretmenlerimizi emekliliğe teşvik ve edecek ve yeni kadrolar açılmasını sağlayacaktır” dedi.

Türk Eğitim Sen olarak Şubat ayında en az 40 bin ilave öğretmen ataması yapılmasını talep eden Geylan, “Eğitimde tasarruf olmaz” diye konuştu.

Sözleşmeli öğretmenlerin eşlerinden, çocuklarından ayrı görev yapmak zorunda kaldığını ifade eden Geylan, MEB’in Anayasa’nın 41. Maddesini ihlal ettiğini kaydetti. Geylan, “Bu ülkeyi yönetenler Anayasa’nın hiçbir maddesini ihlal yetkisine sahip değil ise, eş durumundan öğretmenlerimize tayin hakkı vermeme hakkına da sahip değildir” dedi.

"OKULLARIMIZ HİÇ KİMSENİN TARLASI DEĞİLDİR"

Okullarda verilen değerler eğitimi hakkında önemli açıklamalar yapan Genel Başkan, “Biz vatansever insanlarız. Türk Eğitim Sen olarak Milli Eğitim Bakanlığı’nın kaygılı olmasını takdir ediyoruz. Ancak, Bakanlığın değerler eğitimini kendi öğretmenleri marifeti ile vermesini istiyoruz. 950 bine yakın öğretmenimiz değerler eğitimi vermekten aciz mi? Ne idüğü belirsiz, pedagojik formasyonu olmayan insanların okullarda olmasını şiddetle reddediyoruz. Okullarımız hiç kimsenin tarlası değildir. Bu ülkeyi 15 Temmuz felaketine götüren nedenlerin başında kamusal alanın bir gruba mensubiyet üzerinden tanzim edilmesi geliyordu. Bu ülkenin artık yeni 15 Temmuz yaşama lüksü yoktur” diye konuştu.