Geçmişte oğlumun Türkçe öğretmeni Ömer Beyin çocuklara liste verip bu kitapları belirtilen zaman diliminde okuyacaksınız demesiyle, bazı kitapları da kütüphaneden alalım diye yıllar sonra kütüphane ile tekrar tanışmıştım. O zaman gördüm ki, kütüphaneler bizlerin öğrencilik yıllarından bu yana çok değişime uğramış. Elime aldığımda bitirmeden bırakamayacağım kitapları görünce, kütüphaneye çocuktan önce ben abone olmuştum ve Ömer Öğretmen vesilesiyle 9 ayda 40’ncı kitabı bitirmiştim. Buradan kendisine yıllar sonra tekrar teşekkür ediyorum. Çünkü öğretmen, öğrenci ile beraber ailesine de mesaj verebilmelidir. Bu vesileyle Ergun Göze’nin, ‘Meşhurların Son Sözleri’ kitabından bazı bölümleri sizlerle paylaşmak istedim. Nasıl olsa bir gün hepimizin söyleyeceği son sözü olacaktır diye…

*

Agripin; Meşhur Neron’un annesi. Zalim oğlunun kendisini öldürmekle vazifelendirdiği Zabite son sözü:

Başıma değil, Neron gibi bir zālime süt veren cāni memelerime vur olmuştur.

*

Kardinal Rişliyö; Paris’te doğdu. Kardinallığa kadar yükseldi. Meşhur Fransız Akademisinin bānisidir. Ölüm döşeğinde kendisine sordular:

Düşmanlarınızı affediyor musunuz?

Devletin düşmanlarından başka düşmanım olmadı dedi.

*

Konfüçyüs; Meşhur Çin Filozofu tamamen ahlaki bir din tesis etmek istedi. Bu nedenle meydana getirdiği sistemde devlet, hukuk, insanlık meselesini dokudu. Son sözlerinde teorisini kurduğu şeylerin pratiğine geçememiş olmanın ıstırabı yüklüdür:

Beni anlayan hiç kimse yok. Beni üstad olarak kabul eden hiçbir hükümdar çıkmadı.

*

İbni’r- Rūmî; Arap şairi… Bilhassa hicivleriyle meşhur. Halife Mu’tazid-i Billāh’ın veziri Kasım’ı da hicvetti. Hicviyenin şiddetine dayanamayan Kasım, Şairin ölüm fermanını imzalamıştı. Bu işi, Şairi çağırıp ziyafet vererek onu zehirlemekle yaptı. Şair yemeği yedikten sonra midesinde duyduğu tuhaflıktan zehirlendiğini anladı ve kalktı, gidiyordu.

Kasım acı bir alaylı üslupla sordu.

Nereye?

Şairin cevabı net oldu.

Gönderdiğin yere.

Vezir intikamın verdiği keyifle ısmarladı.

O halde babama selam söyle…

Hicivci Şair dili belası başına gelen bu halde bile fırsatı kaçırmadı ve dedi ki:

Cehenneme gitmiyorum…

Son sözünde bile rakibini hicvetmişti…

*

Vahi Öz; Türk sinemasının tanınmış aktörü. 1911’de doğdu. 1969’da kanserden öldü. Hastanede son sözleri:

‘ Kim bilir şimdi nerelerde filmlerim oynuyor ve halime gülüyorlardır. Film koptu, kopuyor, artık yiyeceğimizi bitirdik. İnsan gençliğinde parasını kadına, kumara harcar, ihtiyarladığında da eğer kalmışsa, kalanı doktora, hastaneye harcar’

*

Abdül Ezel Paşa; 1896 Türk- Yunan harbinin 6 yaşındaki kahramanı. Erlikten paşalığa yükseldi. Uzun boyu ile en önde düşmana hedef teşkil etmemesi için rica edenlere ilerdeki tepeyi göstererek:

‘Gideceğimiz yer orasıdır. Bu yaştan sonra ölüm korkusu ile geri çekilip askerime gülünç olamam’ demiş ve akabinde şehit düşmüştür.

*

Kutbeddin Mehmet Tökiş; Harzemşahlar devletinin büyük sultanı. Zamanın en büyük devletinin sahibi oldu. Hükmü her yerde geçiyordu. Fakat Cengiz, onun devletini tarümār etti. Cengiz’in adamları, yakmadık, yıkmadık yer bırakmadılar. Şehzade Celāleddin tek başına Cengiz’le mücadele ediyordu. Sultan Hazar Denizi’nde bir adaya iltica etti. Hastaydı. Kayıkta giderken şunları söylüyordu:

‘Sahibi olduğum bütün şu yerlerden, bana mezar olacak bir yer bile kalmadı. Anladım ki; bu dünya üstünde kalınacak bir yer değildir. Yeryüzündeki şeylere güvenmek hayal ve gaflete kapılmak demektir. Dünya bir kapısından girilip, diğerinden çıkılan bir Han’dan başka bir şey değildir, görünüz ve ibret alınız.’

Öldüğü zaman kefen bulamadılar. Adamlarından birisinin gömleğine sarıp gömdüler…

*

Özetin özeti: Herkesin sözünün bittiği bir an olacak ama son sözü kim bilir ne olacak?

BAŞSAĞLIĞI: Önceki gün Hakkın rahmetine kavuşan Atatürk Lisesi Biyoloji Öğretmeni, asker arkadaşım İhsan Babaoğlu Beye Allahtan rahmet, sevenlerine sabrı cemil dilerim.