İlk önce şunun altını önemle çizmek ve belirtmek gerekir ki,18 Mart 1915 Çanakkale DENİZ zaferidir.

Yani genel anlamıyla bir Çanakkale zaferi olarak nitelendirilemez. Çanakkale zaferi denildiği zaman müttefik kuvvetlerin 9 Ocak 1916 günü tam olarak yarım adayı boşalttığı tahliye ettiği gündür.Çünkü 18 Mart 1915’ten yaklaşık bir ay sonra yani 25 Nisan 1915 günü denizden karaya çıkarmalarla başlayan ve yaklaşık 8,5 ay süren kara savaşlarından Tahliyeye kadar olan sürenin sonunda genel bir “Çanakkale zaferi” ortaya çıkar.

18 Mart deniz harekatına gelince o güne kadar dünyanın görmediği kadar büyük bir deniz gücü birleşik donanma kuvveti ile boğaza giren müttefikler sonunda çok büyük gemi kayıpları vererekten aynı gün deniz harekatına sonlandırmışlardır.Daha fazla gemi kayıplarını göze alamayarak bir daha hiçbir zaman için boğaza giremeyeceklerdi.

Tabii ki bu deniz zaferinin oluşmasında en büyük pay NUSRET mayın gemisinin dahiyane bir taktikle Çanakkale boğazında karanlık liman bölgesine paralel olarak bıraktığı mayınlardır. Tüm bunlar olurken boğazın her iki kıyısındaki tabyalarda bulunan kahraman ve fedakar topçu birliklerimizin de payı asla göz ardı edilemez. Kilitbahir Rumeli mecidiyesi tabyası da bunlardan sadece biridir.Düşman filosundan atılan bir top mermisi tabyanın cephaneliğine isabet etmiş olup Cephaneliği havaya uçurdu bunun sonucunda 30 kadar yaralı ve 13 şehit verdik.Fakat savaşın tüm kırılma noktası bundan sonra başladı.Tabya içersinde sağ kalan Seyid onbaşı ve arkadaşı Niğdeli Ali yara almadan Kurtulmuşlardı.Savaşın tam da bu anında Seyit onbaşı arkadaşı Niğdeli Ali’nin yardımıyla yaklaşık 215 kg gelen bir top mermisini sırtlayarak 24 cm çaptaki topun namusuna yerleştirip, İngiliz “OCEAN” Zırhlısını dümen kısmından vurup manevra yapamayacak hale getirerek deniz üzerinde kör olarak sürüklenmesine sebep oluyordu.İşte tam bu esnada NUSRET’in döşediği mayınlara çarparak boğazın derin sularına gömülüyordu. Aynı şekilde de bir Fransız Zırhlısı “BOUVET”te tabyanın isabetli top atışlarından nasibini almış sürüklenirken aynı akıbete uğrayarak yani mayınlara çarparak 3 dakika gibi kısa bir süre içinde alabora olarak boğazın dibini boylamıştır.(Bu olay o an fotoğraf olarak ekte görülebilir)

Bu deniz zaferi Çanakkale müstahkem mevkii komutanı cevatpaşa ve kurmay başkanı Selahattin adil Bey’in ve kahraman fedakar Türk topçularının şimdiki nesillere bıraktığı şanlı bir hatırası ve zaferidir.

Bizlere düşen asli görevde bundan sonra gelecek olan yeni nesillere bu “Çanakkale ruhunu” Aşılamak en büyük görevimiz olacaktır diye düşünüyorum.Her şeyden önce unutulmamalıdır ki “Çanakkale” bugünkü cumhuriyetimizin temel taşı ve önsözüdür,18 Mart 1915’ten bir ay sonra yani 25 Nisan 1915 başlayacak olan kara savaşlarında ise; Türk milletine bir lütuf olarak sahneye Mustafa Kemal çıkacaktı.8,5 Ay sürecek kara savaşlarında da müthiş öngörüsü inisiyatifi ve askeri deha ve taktiğiyle ve Mehmetçiğin inanılmaz kahramanlığı fedakârlığıyla tam olarak bir “Çanakkale zaferi” Türk milletine ve gelecek yeni nesillere armağan ediliyordu. Bugün aldığımız her nefesin bundan 106 yıl önce bizler için hür yaşayalım diye canlarına verenlere borçluyuz. Başta Gazi Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere ve onun tüm silah arkadaşları ve şehitlerimizin gazilerimizin ruhu şad olsun.

GİTTİLER...GEÇEMEDİLER...GEÇEMEYECEKLER.