İYİ Parti Genel Başkan Yardımcısı Koray Aydın; Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a seslenerek, "Bu milleti bölme, ayrıştırma, kutuplaştırma, hırsına yenik düşme. 3-5 tane fazla belediye alacağım diye insanları ayrıştırarak nifak fitne sokma" dedi.

Osmancık'ta halk toplantısına katılan ve İYİ Parti'nin Belediye Başkan Adayı Dr. Ecz. Mahmut Özhan Arslan'a destek isteyen Koray Aydın, yerel seçimlerin adeta savaş anlayışı ile yapıldığına dikkati çekerek, Türkiye'nin birlik ve beraberliğe, kardeşliğe ihtiyacının olduğunu anlattı.

Aydın, "Adalet ülkeyi yöneten insanların bir sopası olduysa, vatandaşını bir korkutma aracı haline geldiyse o ülkede insanları birbirine bağlayan bütün bağlar kopar" dedi.

Koray Aydın, konuşmasında şu ifadelere yer verdi:

“Her seçimin kendine has güzellikleri var ve mali seçim bunların en güzelidir. Çünkü mahallemizin muhtarını belediye meclis üyemizi belediye başkanımızı seçeriz. Yarışırız ama sonunda ki o kardeşlik hukukumuz her daim olur. Ben çocukluğumdan beri siyasetle uğraşırım ama ben hayatımda böyle bir yerel seçim görmedim. Sanki bir savaş dilimi var. Zalim bir düzenin içerisinde yuvarlanıp gidiyoruz. Peki bunu hak ediyor muyuz? Hak etmiyoruz. Çünkü bu ülkenin insanlarının hangi partiden olursa olsun birbiriyle problemi yok. Çünkü bizi birbirimize bağlayan kardeşlik sevgi bağları var. Aynı vatanı yurt edinmenin şu güzel havayı teneffüs etmenin ülkenin neresinde olursa olsun oranın kendine has kültürünü yaşamanın bize apayrı bağları var. Ama şimdi bu bağları çözmek için aramızdaki kardeşlik hukukunu ortadan kaldırmak için şu seçimi bile bize çok gören yaşamamızı ve görmemizi iman tanımayan aramıza nifak sokan bir dille karşı karşıyayız.

Ülkemizi yönetenler karşı saygımız sonsuz. Beğenmesek de yarın bir dar gün olduğunda o böyle sağ tarafına baktığında muhakkak bizi görür. Çünkü gördüğümüz kültür, aldığımız terbiye vatan söz konusu olduğunda kendisinin hepsinin teferruat olduğu bir anlayıştan gelen insanlarız. Biz buradan sesleniyoruz. Bu milleti bölme, ayrıştırma, kutuplaştırma, hırsına yenik düşme. 3-5 tane fazla belediye alacağım diye insanları ayrıştırarak nifak fitne sokma. Tüm partilere oy veren kardeşlerimizle biz mutluyuz. Partilerin arasına nifak sokarak sadece bize değil kendisine de zararı dokunacaktır. Pişman olursunuz belki ama iş işten geçmiş olur.

Bugün devletin sopa olarak kullanıldığı bir ülkede yaşıyoruz. Sopa, esnafın kafasında kıpırdayamıyor. Yarın başıma bir şey gelir korkusuyla. Memur günü yaşayamıyor. Sürülür müyüm, tayinim mi çıkar ne olurum endişesi içerisinde. Hemen hemen toplumumuzun her kesiminde bu endişe var. İnsanlar fikirlerini bile söyleyemez bir döneme girdi. Karşılaşacaklarından korktukları için. Herkesin telefonlarının bile dinlendiği endişesi ve korkusu ile konuşamaz hale gelen ve hapsedilmiş bir toplum olarak ben bunu kabul ediyorum, ben buna biat ediyorum diyenler de var amma bizler bozkurt soylu biri olarak yanlışa, zalime teslim olmayız ve milyonlarca mazlum ve sessize ses olmayı biliriz.

Ülkemizde ekonomi tosladı, enflasyon aldı başını gidiyor, işsizlik durdurulması mümkün değil. İşsizler ordusu yaklaşık yedi milyon kişi. Oranlara bakılırsa her evde 1 ve 2 kişi işsiz demek. Ekonomi kötü. Dış borcumuz beş milyon beş yüz bin dolara ulaşmış. Ve doların yükselmesiyle borcumuz katlanıyor ve bunlar halkın sırtına sarılmış vergiyle ödeniyor ve ödenecek. Vatandaşı çantada keklik görerek eline geçen gücü, kuvveti ve kudreti vatandaşın üzerinde bir ezme aracı olarak kullananlara karşı vatandaş kendi inisiyatifini kullanarak geleceği ile ilgili söz alarak öne atılarak ne yapılması gerektiği konularda kararlı olduğunu hissettirecek.

Osmancık'ta yaşıyorsunuz geriye dönüp bakarım ne söylendi ne yapıldı, yapılmadı. Geleceğe bakarım neler yapılırsa doğru olur. Daha ileriye girdim kim bunları söylüyor onunla ilgilenirim. Sen vatandaşın bunları düşünmesine fırsat vermeden bunlar konuşulmasın diye oluşulmuş dil fitnelikle karşı karşıyayız. Fitne adam öldürmekten beterdir. Hele insanlar arasına bu fitne tohumu girerse ülkenin geleceğini bile en büyük beka meselesi haline dönüştürebilir. Biz bu ülkede adalet arıyoruz. Hakkımızın hukukumuzun korunduğu Cenabı Allah’ın ayetlerle sabitlediği o adalet duygusunu arıyoruz. Bu vatan görevidir. Adalet ülkeyi yöneten insanların bir sopası olduysa, vatandaşını bir korkutma aracı haline geldiyse o ülkede insanları birbirine bağlayan bütün bağlar kopar.

Seçimdeyiz, ülkeyi yönetenler sabahtan akşama kadar beka beka diye konuşuyor. Vatandaşla dalga mı geçiyorsunuz? İnsanlar geçim derdine düşmüş. Sen beka diye diye bu sıkıntıların üstünü örterek konuşulmasın istiyorsun. Biz kişilerin bekasına karşı gelecek beka anlayışlarına karşı bu ülkenin sevdalıları ve aşıkları olarak gerçekleri konuşmak zorundayız. İyiler olarak bizler kenetleşmeye yürekten inanıyoruz. Bu nedenle bu tezgaha gelmeyeceğiz.

Bu ülkenin insanlarına terörist diyen bir anlayışla karşı karşıyayız. Bu ülkenin en tepesindeki insan bir partinin genel başkanına seni hapse atarım dedi. Hapse atmakla tehdit ediyor. Adalet dağıtmalısın. Sen bir kişiyi hapse atmakla tehdit ediyorsan 28 Şubat’ta sustuğun o dilin açılsaydı da bir konuşsaydın da senin delikanlılığını o zaman görseydik. Söylenecek çok şey var. Bu yaşanmışları aklımıza getirerek ülke krizi yok sayılarak ekonomi altüst olmuşken terörist diyen bir lidere ben terörist dedirttirmem alnını karışlarım.

Türkiye’de tarım ve hayvancılık bitti. Dışarıya her şey satan bir ülke konumundan dışarıdan her şey alan bir ülke konumuna gelmişiz. Vatandaşın bu sıkıntılarını görmemezlikten gelerek ona buna terörist, beka meka diyerek bunları örtmelerine müsaade etmemeliyiz. Seçimde sandıklarda herkes üstüne düşen görevi yapmalı artık uyutulmaktan uyanma vaktı.

Biz vatandaşlar geçim mücadelesi verirken israf içerisinde yaşayan devlet liderlerimiz var. Artık israfa dur deme ve ayar verme vakti. Bu seçimde bu kadarı da olmaz demeli ve bir kendine çekin düzen ver demek lazım. Bu vatandaşı artık enayi yerine koymayın, aklınızı başınıza alın şöyle ayaklarınız yere bassın demeye ihtiyaç var. Bu seçimde bunların kulağının çekilmeye ihtiyacı vardır. Böyle yapmazsanız ne olur peki. Söyleyeyim. Ben ne yaparsam yapayım milleti uyutmakta başarılıyım. Bütün televizyonlar benim haram parayla kurduğum gazetelerim tv'lerim var. Sabahtan akşama kadar beyaza siyah, siyaha beyaz derim milleti uyuturum. Onlar da iyi uyuyorlar bak bana yine oy verdiler der. Seçimden sonra zam sağanağı altında kalırsınız. Çünkü bu ekonomik krizin yaşandığı bu ülkede seçimden sonra zamla dolup taşacaktır. Seçimde kulak çekerseniz ne olur ilk önce damadını görevden alır ve damadım beni kandırmış der. Göreceksiniz her şeyden kolayca sıyrılmanın yolunu çok iyi bilir. Bakanlar kurulunu değiştirir suçu onların üstüne atar yoluna devam eder. Ama o tokatın inmesi için vatandaş olarak herkesin üstlenmesi lazım. Bunu bir görev olarak üstlenmenizi bekliyorum.

Başkanımız Özhan Beyle ilk kez tanışma fırsatım burada oldu, donanımı ile değerli ve pırlanta gibi bir kardeşimiz. Deneyimli, donanımlı ve vizyon sahibi olan başkanımıza hepinizin desteğini bekliyorum. Buraya en iyi hizmetleri yapacağına yürekten inanıyorum."