Eş dost, arkadaş, akraba / Varlığı ile yokluğu belli değilse / Artık bilsem de olur, bilmesem de / Şaşırdın demi, bu nasıl bir cümle? / Başka ne denir ki, sen söyle?

*

Kimisi der ‘’başımızda büyük’’ / Kimisi de der ‘’başımızda bir yük’’ / Alınabilirse yük/lerin (!) değil, / Büyüklerin samimi duası / Def olur, küçüklerin belası

*

Mezarım yol üstü olsun kalmasın aralarda / Günahımız ziyadeli, ümit gelecek halis dualarda

*

Zahirden çıkmaz Mahir, öze bakmak gerek / Her sözü büken olmaz şair, söze bakmak gerek / Deme herkes kirli, bir ben Tahir kalbe bakmak gerek (alıntı)

*

Bak evlat, önce sen marka olacaksın sonra firman marka olur / Sen kaliteli esnaf olursan, ürünlerin daha kolay müşteri bulur

*

Anı yazılır, şiir yazılır, makale yazılır / Bazen altı bazen üstü yazılıp bozulur / Sonunda yine peşine takılıp gezilir / Gel gezelim beraber, diyar diyar

*

Heceler, kelimeler, sıradan cümleler ise belki bit Pazar / Her mal için kurulur bir Pazar / Elimde kalır diye üzülme, gün biterken dök zemine / Biraz örselenir sadece, hiç kalmaz yeter ki beleş de

*

Gün gelir de değişir mekân / İstersen de karşı koyaman / Vitrinlerde süs niyetine duran / Ya kardeş ya annen ya baban / Masum resimleridir sana miras kalan / Arada bir bakar bakar doyaman

*

Fark etmez, ister ırak olsun isterse çok yakın / İnan insanlarda var ya haset ya da gizli kin / Tabi bir de samimiler mevcut Allah için / Müneccim olmaya gerek yok evlat, bunu anlamak için / Çünkü ayan beyan hem de ne biçim

Zordur be azizim beklemek / Bazen bir cümle, bazen bir kelime / Ve der insan, keşke gelse / Üzülür tabi ki, gelmeyince / Peki haksız mı sence?

*

Dedim bir umut, dedi, sen de unut / Koy özel bir köşeye, fermuarı kapalı tut

*

 Aslına bakarsanız toplumun derdi ortak / Ve yine topluma düşüyor derman olmak / Çünkü hiç yakışır mı insan olana insana / Dert ortada iken kenarda odun gibi durmak

*

Gün olur bir daha bir daha bakar insan / Çoğu unutur da azı kafaya takar insan

*

Bir olmak, bir olamamak var / Çaldığında kapıyı bulamamak var / Biter de genişlik zaman oluverir dar / Ey dost, sakın geç kalma, ol var / Ve gel gönül kapısını erkenden çal / Yoksa cevap verecek kalmaz hal / Edemezsin iki kelam ile hasbihal

*

Üzüntünü üzüntüsü bilecek / Sevincine ortak olup gülecek / Kim var ki, yanımda deyince / Karşılıksız, ben ben diyecek / Dost lazım şu fani âlemde

*

Bakma öyle gözüme / Bir selam versin diye / Ben hiç selam verir miyim? / Dün kibirden göremeyen / Ama bugün düşmüş birine

Sanma ki unuttum, / 24 saat bile çok ırak / Gönül isterken kavuşmak / Mekân yakın lakin hep el fırak

*

 Apartman yapmışlar, dededen kalma konağa / Çok sevineceğimi düşünmüş vereseler, güya / Lakin benim için hatıralar daha önemli ama / O halde, nasıl sevineyim, sizin beton yapıya?

(eski ahşap binaların yerine yapılan apartmanlar değer kazandırıyor ama malesef değer vermiyor)