Bizler İlkokulda Yurt bilgisi, Lise de mantık, sosyoloji, felsefe okuyan nesiliz, onun için biz “kim 500 Milyon istiyor programında” 15 bin lirayı hiç Joker kullanmadan kazanabilen bir nesiliz. Biz ANASINI, BABASINI bakım evlerine terk etmeyen bir nesiliz.
Biz babasının cenazesine tatildeyim diye gelmeyen nesil değiliz.
Arkadaşımızın ailesini kendi ailemiz kabul eden, namus anlayışını buna göre düzenleyen nesiliz. Biz Psikologlarla, Pedagoglarla şekillendirilen değil, Psikolojik sorunlarını aile mahalle ilişkileri içinde bedava çözen nesiliz, olaylara çözmek için atılan, onları bana ne deyip pas geçmeyen nesiliz bizler.
Anasına, babasına ailesine, egosundan fedakârlık edip maddi manevi kol kanat geren nesiliz. Biz bu gün 50-60 yıllık arkadaşlarını köşe bucak arayan, onlarla birliktelikten zevk alan nesiliz. Öğretmenlerinin ellerini öpmek için yarışan, 50 yıllık, 60 yıllık arkadaş biriktirebilmiş bir nesiliz.
Semt çocukluğunu, mahalle terbiyesini, büyüklere saygıyı görmüş bir nesiliz. Kabadayı dediğimiz mahallenin bilekli delikanlısını, bizi soyan değil, bizi koruyan kollayan olarak bilen nesiliz. Misketi, çemberi, uçurtmayı, birdirbiri, topacı, uzuneşeği, üçtaşı, kaptanı, müsellesi, kovalamacayı, ip atlamayı, sek seki, üçgen uçurmayı, çivili futbolu, 9 taşı, bakkal amcalara kese kağıdını yapmayı, yakan topu oyun olarak bilen nesiliz.
Futbolu, voleybolu, basketi, yüzmeyi, tüm imkânsızlıklara rağmen spor olarak yapan bir nesiliz biz. Akşam üstleri şekerli ekmek, karabiberli ekmek yiyen, çikolatayı, pastayı, turtayı, şekerlemeyi tanımayan bir nesiliz biz.
Dışarıda yemek yemenin ayıp olduğu, ağız oynatmanın bile ayıplandığı, her lokmanın eşit paylaşıldığı bir nesiliz biz.
Ebeveynlerimizin, Öğretmenimize “Eti sizin kemiği benim” diye teslim ettiği, öğretmenlerimizin bu emaneti gözlerinden sakınarak koruduğu, kulağımızı çeken öğretmenimizi evde şikâyet edemediğimiz, öyle bir durum da babamızdan azar işiteceğimizi bildiğimiz bir nesiliz biz.
Hele öğretmenin çocuğa bir sitemin de, anne baba, dayı, hala, enişte bacanak hep birlikte okul basıp, “sen bizim çocuğumuzun psikolojisini nasıl bozarsın?” diye öğretmen döven bu nesille uzaktan, yakından hiçbir ilişkimiz yok.
Öğretmen benim neslimin en kutsal varlıklarından idi, ataerkil babanın sözünün geçtiği ama babanın da analarımıza değer verdiği, fikir paylaştığı aileleri olan nesiliz biz. Bizim neslimizde, serseri, hırsız, dolandırıcı, rüşvetçi, uyuşturucu bağımlısı sapık insanlar yoktu.
Lise mezunu arkadaşlarımızın, bugün ki Üniversite mezunlarının yanında doktora yapmış bir insan kalitesinde olduğu bir neslin çocuklarıyız biz.
Siz bizim nesli küçümsemeyin, en iyisi siz bizim nesle benzemeye çalışın.

BAADDİN FIKRALARI

1—Kötüler kendilerine tahammül edildikçe daha çok zaralar. (Tolstoy)

2—Doktorlar uyardı, “Günde en az bir Çorum’lu ile sohbet edin, sağlığa iyi gelir.”

3—Cehalet ne kolay! Okumak yok, öğrenmek yok, sorgulamak yok, merak etmek yok, muhakeme etmek yok, düşünmek yok, endişe etmek yok.

Var olan tek şey, her duyduğuna inanmak.

4—İnsan beyni değirmen taşına benzer. İçine yeni bir şeyler atmazsanız kendi kendini öğütür. (İbn-i Haldun)

5—Mekânın sahibi geri geldi diye akıl hastanesine giresim var.

6—İki ay evinde eşiyle sağ kalan erkeklere “Gazi Maaşı” bağlanacakmış, dayanın, az kaldı.

Korona dehşeti aklımı başımdan alınca şu dörtlüğü yazmak zorunda kaldım.

Yaşanmamış zamanlara ulaştık, dönüyoruz,

Koronaya bulaştık nefessiz kaldık sönüyoruz,

Hayatın hükmü kalmadı, bütün dünya panikde,

Kıyamet alametleri bunlar, tek tek ölüyoruz…(Mehmet Özata)

20 Kasım 2020 / Mehmet Özata