Klasik Divan edebiyatımızın ve divan şiirinin dili Türkçe, Arapça ve Farsça ile harmanlanmış Osmanlıca denen eski bir dildir. Divan edebiyatı ve divan şiirini anlamak

için kültürel bir hazırlık ve incelmiş bir zevk gerekir.

Edebiyat Fakültesinde yaklaşık 3 sene Osmanlıca okuduğum yıllarda rahmetli amcam Bekir Sıtkı Özata ile Osmanlıca yazışarak Divan edebiyatını sevmeye başlamıştım.

Bugün Divan edebiyatında sevdiğim “Şah Beyitleri” sizlerle paylaşmak istiyorum.

Nâdân ile sohbet etmek güçtür bilene / Çünkü nâdân ne gelirse söyler diline…

(Nâdân= Cahil, bilgisiz, kaba)

Ne kendi eyledi rahat, ne halka verdi huzur,

Yıkıldı gitti cihandan, dayansın ehl-i kubur…(Ehl-i kubur=Kabirdekiler) (Anonim)

Ne kadar büyük olsa da keder,

Zaman kuşunun kanatlarına takılır gider…(La fontaine)

Ayak idik baş olduk, kuru idik yaş olduk,

Kanatlandık kuş olduk / Uçtuk elhamdülillah… (Yunus Emre)

Beni candan usandırdı cefadan yar usanmaz mı?

Felekler yandı âhımdan muradım şemi yanmaz mı? (Şem= Mum,ışık) (Fuzuli)

Derdim nicedir sinede pinhan iderim ben, (Pinhan= Gizlemek)

Bir ah ile âlemi viran iderim ben… (Viran = Perişan)

Âh ile komam dilleri zülfünde huzura, (Zülüf= Kara saçların bezediği sine)

Cem'iyyet-i ağyarı perişan iderim ben… (Nef’i)

Bağ-ı dehrin hem hazânın hem baharın görmüşüz,

Biz neşâtın da gamın da rüzgârın görmüşüz… (Urfa’lı Nâbi)

(Biz dünya bahçelerinin hem baharını, hem sonbaharını görmüşüz. Biz, saadetin de kederin de hüküm sürdüğü zamanları görmüşüz)

Dilde gam var şimdilik sen gelme lutf et ey sürür,

Olamaz bir hanede mihman mihman üstüne…(Râsih)

(Ey mutluluk gönlümde şu an gam var, sen gelme. Bir evde konuk üstüne konuk olmaz .

Bir şulesi var ki şem-i canın / Fânusuna sığmaz asumanın… (Şeyh Gâlip)

(Can mumunun öyle bir şulesi (ışığı) var ki, gökyüzünün fanusuna bile sığmaz..)

Ne efsunkâr imişsin âh ey didâr-ı hürriyet,
Esir-i aşkın olduk gerçi kurtulduk esaretten… (Namık Kemal)

(Ey hürriyetin büyülü güzel yüzü,gerçi esaretten kurtulduk ama şimdi de senin esirin olduk.

Tekrar mülâki oluruz bezm-i ezelde, / Evvel giden ahbaba selam olsun erenler..

(Elbette bir gün ezel meclisinde buluşuruz. Evvel gidenlere selam olsun. (Yahya Kemal)

BAADDİN SÖZLERİ

1—Keyif ve mutluluk kanatlı bir kuşa benzer, konduğu yerde uzun süre kalmaz.

2—Tabiatın tercümana ihtiyacı yoktur.Güzelliğini anlamak için gelişmiş bir ruh yeter.

3—Bir zamanlar Türk basının Amiral gemisi koskoca Hürriyet gazetesini şimdi Türkiye’de her şey yolundaymış hissine kapılayım diyerek okuyorum. 23 Aralık tarihli Hürriyet gazetesinin başlığı, ”Beren Belçim’e ne dedi?” Kelebek ekiyle beraber gazete baştan aşağı magazin haberleriyle halkı uyutarak ülke gerçeklerinden uzaklaştırıyor. Kazara bir klip çekmiş bir şarkıcı veya kazara bir dizide oynamış bir artistin ipe sapa gelmez aşk haberleri ve çıplak fotoğrafları gazete sayfalarını süslüyor. Gazetenin yazarları da iktidara yaranmak için adeta birbirleriyle yarış ediyorlar. Muhalefetin hiç bir haberi maalesef yayınlanmıyor.

Sahi Türkiye’de muhalefet var mı? 25 Aralık 2020 / Mehmet Özata