Fatih'in İstanbul'u fethinden, son padişah Vahdettin dönemine kadar; İstanbul'da basılan tüm madeni paraların üzerinde, basıldığı yer olarak "Kostantiniye" yazarmış. Gerek Saray, gerek ulema, gerekse de "münevver" kesim, asla ve asla "İstanbul" ya da “İslambol" adını kullanmamışlar.

Kullandıkları isimler "Kostantiniye, Dersaadet…" vb isimlerdir.

İstanbul ya da İslambol adı sadece halk arasında kullanılmıştır.

Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluşundan bir süre sonra, Atatürk'ün emriyle İstanbul'un adı resmen "İstanbul" olmuş; "Kostantiniyye, Konstantinopol" vb isimlerin kullanılması yasaklanmıştır. Yine Atatürk'ün emriyle;

3 Ocak 1929’da, Türkiye Posta Telgraf ve Telefon Genel Müdürlüğü, merkezi İsviçre’nin Bern şehrinde bulunan Uluslararası Posta Telgraf ve Telefon Teşkilatı’na bir mektup yazarak "bundan sonra Constantinople' yerine 'İstanbul' adının kullanılması gerektiğini, aksi takdirde gelen postaların iade edileceğini" resmen bildirmiştir. (Kaynak İskender Can- Alıntı TC Recep Özdemir‎ - Mitoloji ve Tarih)

İSTANBUL’DAKİ OSMANCIK’LILAR

İstanbul’da en son Osmancık’lılar toplantısını 29 Mart 2020 tarihinde yapmışız.

Daha sonra Korona belası çöktü dünyamızın üzerine.

O tarihten bu yana herkes evlere hapsoldu biliyorsunuz.

Osmancık’lılar muhabbeti bana ayrı bir enerji ve yaşama sevinci verirdi.

Bu yüzden ara sıra Osmancık’ta ve Türkiye’nin dört bir yanında yaşayan Osmancık’lı arkadaşları telefonla arayarak Osmancık’lılar muhabbetine devam ederim.

Haftalık Osmancık Haber ve Çorum Haber yazılarımı gönderdiğim duayenimiz Ahmet Çörekçi Paşamızla her hafta telefonla görüşerek hal, hatır sorar muhabbet ederiz. Ahmet Paşam ile görüşmek bana ayrı bir keyif ve mutluluk veriyor.

İstanbul’dan Mahmut Karslı, Yakup Eken, Selim Çatal, Mehmet Haykır, Dr. İsmail Gökgöz, Dr. Yüksel Bildirgen, Emrullah Elverici, Faruk Helvacı, Şahin Keçeci, Süleyman Dibek, Ankara’dan Albay Mehmet Ceylan, Mustafa Uslu, Şeref Özçelik, Ahmet Özbek, İrfan Uzuner, Mustafa Yağan, Mehmet Derindere, Osmancık’tan Mustafa Boyvat, Yücel Boyacı, Bekir Gürsoy, Mustafa Boyacı, Mehmet Uslu, Metin Taş, Ahmet Kemer, Ali Rıza Akkuş ve Hüsam Aslan ağabeyle görüşürüm.

Dün sabah Facebook’ta, Beden eğitimi öğretmeni Erkan Uzuner oğlu Arda Uzuner’in U16 Basketbol milli takımına seçildiğini yazıyordu. Çok sevindim. Erkan Uzuner’i telefonla arayarak tebrik ettim. İkiz oğullarında Arda (1.96 cm.) kardeşi Anıl’la beraber İstanbul Anakent kolejinde okuyormuş. Ankara’da yaşayan çocukluk arkadaşım dede İrfan Uzuner’i de telefonla arayarak tebrik ettim.

BAADDİN FIKRALARI

1—Ben bilmem şeyhim bilir, ben bilmem, hocam bilir, ben bilmem, üstadım bilir. İyi de öbür tarafta sen hesap vereceksin!

2—Evde tartıştıktan sonra ceketini alıp giden hep erkek olur. Çünkü kadın hangi ceketini giyeceğine karar veremez.

3—Gece uyuyamayan insanların gündüze sığmayan acıları vardır.

4—Bir çocuğun Tanrı’ya mektubu ; “ Yüce Tanrım, şeytanı emekliye ayır, tüm canlıların beyinlerinden kötülük merkezini sil. Tüm dünya güzelleşsin, sen de keyfine bak. Durum bu kadar basit. Yüz binlerce peygamber, milyonlarca haham, papaz ve imam. Milyonlarca Cami, Havra, Kilise… Her canlıya bir melek, her canlıya bir amel defteri, cennet ve cehennem. Bu kadar büyük bir organizasyona ne gerek var? Saygılar…”

5- Arkadaşlar niye sürekli güldüğümü sorup durmayın. Ben bu hayatı ciddiye alırsam çok ağlarım.

“8 Mart Dünya Kadınlar Gününü” kutlarım.

Kadınlar bir güneş gibi bahtımıza doğarlar,

Aydınlık yüzleriyle karanlığı boğarlar,

Başımızın tacıdır bu mübarek insanlar,

Sevgimizle yücelir, kahrımızda yanarlar…(Mehmet Özata)

12 Mart 2021 / Mehmet Özata