Türkiye Dil ve Edebiyat Derneği Osmancık Şubesi’nde John Nash’ın hayatını anlatan, ödüllere layık görülen ‘Akıl Oyunları’ filminin okuması Osmancık İlçe Milli Eğitim Müdürü Mahmut Tökel tarafından yapıldı.

‘Delilik ile dahilik arasında gidip gelen bir film’ diye söze başlayan Mahmut Tökel, “kendisi kibirli, enaniyetli, kendisinden başka kimseyi düşünmeyen bir insan. Bazen de bu kibrinin altında ezilen birisi. Film esasen garip bir aşk öyküsüne dayanıyor. Bir kadının her türlü olumsuzluklara ve zorluklara rağmen erkeğine sadakatinden, karşılık beklemeden severseniz bunun daha sonra mutluluğu yakalamasından bahsediyor” diye konuştu.

Nietzsche'nin “Bir insan yalnız yaşayacaksa biraz tanrısal, biraz delilik biraz da vahşi hayvan içgüdüsü içerisinde olmalıdır”' sözüne atıf yaparak konuşmasına devam eden Mahmut Tökel, filmde de başkahramanımızın bu sözlere uygun hareket ettiğini belirtti.

Tökel, 'Filmde üç karakter karşımıza çıkıyor. Birisi onun vahşi dünyasını, küçük kız onun masumiyetini, oda arkadaşının da onun sapkın düşüncelerinin yansıması olduğunu görüyoruz.' diye konuştu.

Mahmut Tökel daha sonra filmde kullanılan kırık ayna metaforu ile dolmakalem metaforu üzerinde durdu.

Tökel, “Bayanın aynayı hiddetlenerek kırması ve kahramanımızın kırık aynayı çöp sepetinin içine atması aynı zamanda kişiliklerinin de kırıldığını gösteriyor. Dolmakalem metaforunu da iki yerde gördük. Birincisi kütüphane gibi bir yerde başarılı bir hocaya diğer hocaların dolmakalemlerini vermesi ve sonda da kahramanımıza dolmakalemlerin verilmesi. Kalem bütün medeniyetlerde kılıçtan daha üstün olarak kabul edilir. Kişi kendi kalemini çıkarıp bir başkasına verirse ilmin, irfanın benden daha yücedir, ben de ilmimi senin hizmetine veriyorum demektir” dedi.

“Onlar geçmişimin bir parçası. Geçmişi her insanı rahatsız eder” diyen kahramanın bazı sözlerine de değinen Mahmut Tökel, dinleyicilerin de katkılarını alarak film okuma programını bitirdi.