Türkiye Dil ve Edebiyat Derneği Osmancık Şubesi, "Gidenlerden Kalanlar" programında Sanat Güneşi Zeki Müren'i andı.

Derneğin çok amaçlı salonunda gerçekleşen programın yöneticiliğini Cem Örtün yaptı.

"6 Aralık 1931'de Bursa’da kereste tüccarı bir baba ile ev hanımı olan bir anneden dünyaya gelen sanatçı ailenin tek çocuğudur" diyerek programa başlayan Cem Örtün, Zeki Müren'in hayatı hakkında bilgiler verdi.

Örtün, "Küçük yaşlardan itibaren yeteneği keşfedilen Müren; Tamburi İzzettin efendiden ders alır. Lise çağına geldiğinde Bursa dar gelmektedir. İsteğini kırmayan babası onu İstanbul’da Boğaziçi Lisesi'ne gönderir. Burada okulu birinci bitirir. Yeteneğini arkadaşları ve hocaları da keşfetmiştir tüm okul gösteri ve tiyatrolarında başrolde oynamaktadır. Lisenin ardından bugünkü adı Mimar Sinan Üniversitesi olan Güzel Sanatlar Akademisini kazanır ve burayı da birincilikle bitirir" diye konuştu.

Daha sonra sanatçılığı üzerine bilgi veren Cem Örtün, "Üniversite yıllarında TRT İstanbul radyosundaki yarışmaya katılır ve 186 kişi arasından tek kendisi kazanır. Radyonun çok kıymetli ve olduğu dönemde cumartesi akşamları 20:30 da bir saat canlı program yapar. Yapımcı ve bestekar olan Şükrü Pınar radyoyu dinlerken çok beğenir ve kendi eseri olan Bir Muhabbet Kuşunu plağa okumasını ister. Plak çok beğenilir ve Anadolu’da satış rekorları kırar. Hayran olduğu Müzeyyen Senar’la tanışır ve cumartesileri ondan ders alır. Türkiye çapında tanınan Müren 18 film çevirir. Zeki Müren ilklerin insanıydı: Gazino kültürü, sahnede T modeli, seyyar mikrofon, sahne dekoru, sahneye vuran ışık ve sahnede şarkıya göre giyilen kıyafet ve figürler Zeki Müren’in eserleridir. Gazinoculuk diye bir sektör oluşur. 600 e yakın plak ve kaset 200 beste ve şiir kitapları sanatçıların bıraktığı eserlerdir. Halkın sevgisine çok önem verir ve herkesin dinleyebilmesi için matineler ve festivallere katılırdı. Türkçenin kullanımına çok önem verir ve karşıdaki kim olursa olsun büyük bir hürmet ve nezaketle yaklaşırdı. Geçirdiği 2 kalp krizinden sonra sahneleri bırakıp inzivaya çekilmiş şeker hastalığı da çıkınca Bodrum’da ki evinden çıkmaz olur. Kendisinin belgeseli çekilmek istenince TRT olduğu için kırmak istemez ve katıldığı programda fenalaşıp makyaj odasında vefat eder. Hayranların büyük üzüntüye boğan sanatçı için, İzmir Radyosunda lokma dökülür" şeklinde konuştu.

Sanatçıya ait eserlerin seslendirildiği program çeşitli sorular ve görüşlerle sona erdi.