Türkiye Kamu Sen Osmancık İlçe Temsilcisi Mustafa Potuk, Türk Tabipler Birliği (TTB) öncülüğünde yayımlanan ‘Savaş Halk Sağlığı Sorunudur’ başlıklı bildiriyi ‘ihanet bildirisi’ olarak değerlendirerek tepki gösterdi.

Konuyla ilgili açıklamada bulunan Mustafa Potuk, “Devletimizin bekası, milletimizin huzur ve güvenliği için yanı başımızda belli odaklarca desteklenerek büyütülen ve askeri bir güç haline getirilmek istenilen terör örgütünün bertaraf edilmesi maksadıyla Türk Ordusu´nun Afrin´de başlattığı harekat büyük bir kararlılıkla devam ediyor.

Harekatımızı aziz milletimize hayırlı olsun. Ordumuzun terör inlerine girdiği ve büyük bir temizlik yaptığı şu günlerde aralarında MEB protokolleriyle okullarımızda cirit atan yardım kumbaralarıyla finanse edilen İHH´nın Mütevelli Heyeti Üyesi Ahmet Faruk Ünsal´ın da bulunduğu 170 sözde aydın ve siyasetçiyle beraber bir türlü milli bir duruş sergileyemeyen ve her defasında terör örgütünün dilini kullanmaktan çekinmeyen Türk Tabipler Birliği (TTB) yaptığı açıklamalarla kimden yana taraf olduklarını bir defa ispatlamışlardır” dedi.

Türkiye Kamu-Sen’in bütün varlığıyla, ruhuyla ve dualarıyla dün olduğu gibi bugün de Mehmetçiğin yanında olduğunu ve her zaman da yanında olmaya devam edeceğini kaydeden Potuk açıklamasında şöyle dedi:

“Dikkate almaya değer bile görmediğimiz bu bölücü unsurların varlığına rağmen biz Türkiye Kamu-Sen olarak yürekten inanıyoruz ki bu harekatla; Türk milletinin ve devletimizin bölgedeki varlığına kast eden terör örgütlerine ve on binlerce kilometre öteden gelerek yaşamakta olduğumuz topraklarımıza fiili müdahalede bulunup, kendince yeni bir düzen kurmak, Türk milletine ayar vermek, hesap sormak ve bedel ödetmek gibi bir gaflete kapılan sözüm ona büyük devletlere Türk´ün iradesini, kararlılığını ve gücünü bir kere daha göstereceğiz.

Kim ne derse desin 21. asır Türk asrı olacak, bölgede mazlumların gözyaşları dinecek, zalimler kaçacak delik arayacaktır.

Gün bu gündür; büyük yürüyüş başlamıştır. Önce Afrin daha sonra Münbiç terörden temizlenecek, teröristlerin kökü kazınıncaya dek bu mücadele sürecektir.

Türk Ordusu, Yüce Allah´ın Nisa Suresi 75. ayetinde “Hem size ne oluyor ki, Allah yolunda: ‘Ey Rabbimiz! bizleri bu halkı zâlim olan memleketten çıkar, tarafından bizi iyi idare edecek bir sahip ve bize katından bir kurtarıcı gönder´ diye yalvarıp duran zayıf ve zavallı erkekler, kadınlar ve çocukların kurtarılması uğrunda savaşa çıkmıyorsunuz?” buyruğu üzerine hem sınırlarımız içinde yaşayan milyonların bekası için hem de sınırlarımız dışındaki milyonların çığlıkları üzerine akan gözyaşlarını dindirmek için bölgeye gitmiştir.

Türkiye Kamu-Sen ailesi bütün varlığıyla, ruhuyla ve dualarıyla dün olduğu gibi bugün de Mehmetçiğin yanındadır, her zaman olmaya da devam edecektir.

Yüce Rabbimizden dileğimiz, hiçbir Mehmetçiğimizin burnu dahi kanamadan bu millete yeni bir zafer daha bahşetmesi, bölgemizi kan gölüne çeviren, insanları evlerinden yurtlarından eden zalimler karşısında Türk askerini daima muzaffer kılması yönündedir.

Şehadete yürürken kendi beş aylık balasını değil, Telafer´deki yetim balaları düşünen Şehit Musa Özalkan gibi kahramanlardır Türk Milletin asıl evlatları. Onlar var oldukça bu milletin bileği asla bükülmeyecektir.

Bu ihanet bildirisine imza atan 170 sözde aydın ve siyasetçiyle beraber Türk Tabipler Birliği (TTB) gibi küresel güçlerin oyuncağı, terör örgütünün gayri meşru bu çocuklarına Türk Milleti gereken cevabı er geç mutlaka verecektir. Devletimizin terörle mücadelesini zalimce bir savaş olarak nitelendiren, terör örgütleriyle müzakereyi tavsiye eden ve yıllardır alışılageldiğimiz terör sevici bir dille kaleme alınan bildirilerin sahiplerini şiddetle kınıyoruz.

Gencecik fidanlarımız toprağa düşerken bu cüretin çok ama çok manidar olduğunu düşünüyoruz.

İhanet bildirisine imza koyan bu tip odalar ve birlikler derhal kapatılıp tasfiye edilmelidir.

Bununla beraber ihanet bildirisine imza atan İHH´nın Mütevelli Heyeti Üyesi Ahmet Faruk Ünsal konusunda öncelikle İHH´nın tavrının ne olacağını görmek istiyoruz.

İHH tarafından bu konuda herhangi bir milli duruş sergilenmediği takdirde Milli Eğitim Bakanlığının, İHH konusundaki tavrının da ne olacağını merakla bekliyoruz.

İHH, bu haini tasfiye etmezse bakalım okullarımız İHH´dan temizlenebilecek mi?”