Çorum 3. Asliye Ceza Mahkemesi Hakimi Halil Güner, Anayasa Mahkemesi’ne başvuruda bulundu.

Sözcü Gazetesi Yazarı Aytunç Erkin, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun “ahmak” şeklinde bir kelime kullanması nedeniyle aldığı cezayı sorguladı. Çorum’dan verilen dilekçeyi örnek gösteren Yazar Erkin, “İmamoğlu davasının “siyasi” bir dava olduğu net ancak hukukçular “hakaret” maddesinin tartışılır olduğunu somut bir şekilde dilekçelerinde ortaya koymuş. Bu nedenden dolayı da “siyasi” davayı, “hukuk” yönünden de tartışmak gerekiyor...” dedi.

Aytunç Erkin’in makalesi şu şekilde:

“8 Eylül’de bu köşede okudunuz: “Ekrem İmamoğlu’nun avukatları 2 yıl 7 ay 15 gün hapis cezası kararının istinaf değerlendirmesini yapacak İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 24. Ceza Dairesi’ne bir başvuruda bulundu ve dedi ki: ‘İmamoğlu’na ‘ahmak’ cezası Anayasa’ya aykırı dosya AYM’ye gitmelidir.’ 3 Eylül’de İmamoğlu’nun avukatı tarafından Bölge Adliye Mahkemesi’ne verilen dilekçede deniyor ki: “Anayasa’nın 153’üncü maddesi uyarınca, müvekkile uygulanan kamu görevlilerine karşı hakaret suçu olarak nitelendirilen TCK Madde 125/3-a ve 5 hükmünün Anayasa’ya aykırılık iddiasıyla somut norm denetimi yapılması amacıyla davanın geri bırakılarak dosyanın Anayasa Mahkemesi’ne (AYM) gönderilmesi...”

Bu dilekçeden 14 gün sonra.

Çorum 3. Asliye Ceza Mahkemesi Hakimi Halil Güner, Anayasa Mahkemesi’ne başvuruda bulundu. Hakim Güner’in dilekçesine bakalım:

“Mahkememizin 2023/691 Esas sayılı dava dosyasının iddianamesinde; suç tarihinde sanık Hacı Sağlam, tedavi için gittiği Hitit Üniversitesi Erol Olçok Eğitim ve Araştırma Hastanesinde, tedavi sırasında kendisi ile ilgilenilmemesi üzerine... Kamu görevini ifa etmekte olan doktor müşteki Çağlayan Saltan’a ‘Allah belanızı versin, inşallah sen de daha kötü olursun, seni buraya gömerim, seni buraya boşa koymuşlar, sizin yapacağınız işin a.... k...m’ diyerek tehdit ve hakarette bulunduğu, müştekinin olay nedeni ile sanık hakkında şikayetçi olduğu... Sanığın üzerlerine atılı suçu işlediğine dair yeterli şüphe derecesine ulaşıldığı iddiası ve sanığın yargılamasının yapılarak, TCK 125/1, 125/3-a, 125/4, 53, 58 maddeleri uyarınca cezalandırılması istemiyle kamu davası açılmıştır.”

“Ahmak’ın kanuni gerekçesi

Şimdi hatırlatma yapalım:

Ekrem İmamoğlu, “ahmak” davasında hangi maddeden ceza aldı? Türk Ceza Kanunu 125/3-a ve 5. Ne diyor bu madde:
 “(3) Hakaret suçunun; a) Kamu görevlisine karşı görevinden dolayı... (5) Kurul halinde çalışan kamu görevlilerine görevlerinden dolayı hakaret edilmesi halinde suç, kurulu oluşturan üyelere karşı işlenmiş sayılır. Ancak, bu durumda zincirleme suça ilişkin madde hükümleri uygulanır.”

3 Eylül’de Ekrem İmamoğlu’nun avukatı tarafından Bölge Adliye Mahkemesi’ne verilen dilekçede deniyor ki: 
“Anayasa’nın 153’üncü maddesi uyarınca, müvekkile uygulanan kamu görevlilerine karşı hakaret suçu olarak nitelendirilen TCK Madde 125/3-a ve 5 hükmünün Anayasa’ya aykırılık iddiasıyla somut norm denetimi yapılması amacıyla davanın geri bırakılarak dosyanın Anayasa Mahkemesi’ne (AYM) gönderilmesi...

“Somut norm denetimi talebinin Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) içtihatları uyarınca, duruşmalı olarak değerlendirilmesi ve talebimize dayanak yapılan bilimsel mütalaayı hazırlayan uzmanların mahkemenizce dinlenmesi...
“Dilekçemizde atıf yapılan AİHM kararlarının, Anayasa 90’ıncı Madde ve AYM içtihatları uyarınca, sayın mahkemenizin vereceği hükmü doğrudan etkileyeceğinden, aynı zamanda adil yargılanma hakkı ve savunma hakkı kapsamından kararların Türkçe çevirilerinin yapılması için Adalet Bakanlığı Dış İlişkiler ve Avrupa Birliği Genel Müdürlüğü’ne yazı yazılması talep edilmektedir.”
Kamu görevlileri eleştiriye açık olmalı

Çorum 3. Asliye Ceza Mahkemesi Hakimi de AYM’ye gönderdiği dilekçesinde aynı İmamoğlu’nun dilekçesinde ifade ettiği hususlara atıfta bulundu: “Mahkememizce davaya konu iddianame 23/10/2023 tarihinde kabul edilmiş, genel hükümlere göre yargılama başlatılmıştır. Yargılama sürecinde, mahkememizce TCK 125/3-a maddesinin Anayasaya aykırı olduğu inancı oluşmuş, 17 Eylül 2024 günü, Anayasa’nın 152/1 maddesine göre, Türk Ceza Kanununun 125/3-a. maddesinin Anayasa’nın 2, 10, 26, 36, 38 ve 40. maddelerine aykırılık oluşturduğu düşüncesiyle başvuru yapılması gerektiği kararı verilmiştir.”

Çorum’da maske ve etekli kişi pazarcıyı vurdu! Olay anı kan dondurdu Çorum’da maske ve etekli kişi pazarcıyı vurdu! Olay anı kan dondurdu

Yine aynı dilekçede deniyor ki:

“Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) kararlarında, kamu görevlilerinin eleştiriye daha açık olmasının gerektiği belirtilmektedir. AİHM’e göre: ‘Resmi sıfatla hareket eden devlet memurları, tıpkı politikacılar gibi, özel şahıslara kıyasla kabul edilebilir eleştiri sınırlarına daha geniş düzeyde tabidir. Kamu görevlilerinin eylemleri sürekli olarak incelemeye ve tartışmaya tabi olmalı ve eleştiriye açık olmalıdır.’ Mahkeme, hakaret suçunda kamu görevlisi için hem usul hem ceza yaptırımı açısından farklılık yaratmanın AİHM’nin yerleşik içtihatlarına uygun görünmemiş, bu kişiler için kabul edilebilir eleştiri sınırlarının daha geniş olduğunu tespit etmiştir. Bir kararda özellikle belirtmiştir: ‘Mahkeme bu bağlamda, daha önce hakaret konusunda özel kanunla artırılmış bir korumanın, ilke olarak, Sözleşme ruhuna uygun olmadığına karar verdiğini hatırlatmaktadır. Belirtilen tüm bu hususlar AİHM’in, nefret söylemi hariç olmak üzere, hakarete hapis cezası yaptırımı uygulanmasını ölçüsüz saydığını ve bunun diğer kişiler üzerinde de demokratik tartışma bağlamında caydırıcı etki yarattığı görüşünde olduğunu göstermektedir.”
Hakim Halil Güner, AYM’den şu talepte bulundu:

... Bu nedenlerle TCK 125/3-a maddesinin ve TCK 131/1 maddesindeki “...kamu görevlisine karşı görevinden dolayı işlenen hariç...” bölümünün Anayasanın 2, 10, 26, 36, 40 maddelerine aykırılık oluşturduğundan İPTALLERİ hususunda değerlendirme yapılması ve İPTALLERİNE KARAR VERİLMESİ talep olunur.”

SONUÇ: İmamoğlu davasının “siyasi” bir dava olduğu net ancak hukukçular “hakaret” maddesinin tartışılır olduğunu somut bir şekilde dilekçelerinde ortaya koymuş. Bu nedenden dolayı da “siyasi” davayı, “hukuk” yönünden de tartışmak gerekiyor...