Kuyumcu Rıfkı Beyle günlük hayata dair sohbet ediyoruz. Düğün mevsimi olduğu için konu dönüp dolaşıyor düğün alışverişlerine geliyor. Dünyayı bilmem amma ülkemizde bu noktada da ceviz kabuğunu doldurmayacak şeylerden dolayı ömür boyu telafisi mümkün olmayacak kalplerin kırıldığına şahit oluyoruz. Rıfkı Bey diyorum, bunca zamandır kuyumculuk yapıyorsun, yüzlerce düğün alış verişi yapan insanlarla karşılaşmışındır demi? Dediğimde, ‘’Mahir Bey kardeşim, bizim millet çok tuhaf diyor. Hadi zengini anladık ya, fakir veya orta tabaka insanlarda desinler gemisine binmiş felaket limanına doğru gidiyorlar. İşte sana bir örnek, dün düğün alışverişi için bir aile geldi. Gelin hanıma saat alacaklar. Kız tarafının ilk sorduğu soru ‘’Pahalı bir saat olsun.’’ Allah aşkına, kaliteli, kullanışlı ve ekonomik olsun demek o kadar mı zor? Bende baktım oğlanın babası bunu duyunca içi cız etti. Çünkü adamcağızı tanıyorum. Zor zanaat geçiniyor.250 TL’lik saati gösterdim yok, 400TL’lik saati gösterdim yok. Bildiği tek şey pahalısı olsun. Tamam dedim ve 200 TL’lik saati çıkardım hanım kız yalnız bu saat 2.200 TL dolaysıyla birazcık pahalı üstelik ucuz saatlerle garanti süresi aynı dedim. Hemen, tamam bunu alalım dedi. Tabi bu arada müstakbel kayınpederin içi gidiyor. Adamcağız parasını ödedi. Daha sonra telefon edip, dükkâna çağırdım. Amca otur bakalım dedim. Oturdu. Amca bir saate 2.200 TL ödedin ya deyince, ‘’Oğlum ne yapayım girdik işin içine’’ Diye dertlendi. Daha sonra 2.000 TL paranı al bakalım. Ben kız tarafının konuşmasına baktım ve bu yüzden fiyatını yüksek söyledim. Bu parayı ben fazladan aldım. Adamcağız hem şaşırdı, hem de nasıl memnun oldu. ‘’Oğlum zaten bir saate 2.200 TL vermek çok zoruma gitmişti ama iş bozulmasın diye sesimi çıkaramamıştım’’ deyip, dua ederek gitti.’’

*

Rıfkı Bey oğlunu nişanlamış ve yakında düğünlerini yapacaktı. Bunun için kız tarafının isteği doğrultusunda Osmancık’tan alışveriş için Çorum’a gelecekti. Gelecekti gelmesine ama ipe sapa gelmeyen adetler vardı. En basiti kız tarafının tüm bayan akrabalarına birer eteklik kumaş, erkek akrabalarına ise gömlek alınacaktı. Bunun için Rıfkı Bey önceden Çorum’a geldi. Alış veriş yapacağı dükkânlara tek tek uğrayıp, ‘’Biz hafta sonu düğün alış verişi için geleceğiz. Dolaysıyla senden eteklik kumaş, gömlek vb. alacağız. Bunun için kız tarafı isterken çok pahalısını çıkarma. Biraz ekonomik olsun. O anda ben utanır bu pahalıymış almayalım diyemem’’ dedi. Mağaza sahipleri ‘’Tamam, o işler bizde’’ dedi. Rıfkı Beyler hafta sonu alış veriş için geldiler. Mağazada kumaş beğenirken, müstakbel gelinin annesi şu kumaştan 30 metre alalım dediğinde, mağaza sahibi ‘’ Yenge Hanım, o kumaş pek kullanışlı değil, ben size şunu tavsiye ederim’’ diyerek ekonomik olan diğer kumaşlara yönlendirdi. Vesselam Rıfkı beyin önceden alış veriş yapacağı mağazaları gezip tembih etmesi işe yaradı.

*

Rıfkı Bey, oğlunu nişanladı. Çok geçmeden düğün hazırlıkları başladı. Rıfkı Bey, tatsızlık çıkmasın diye hiçbir masraftan kaçınmadı. Gelin hanımın her isteğine ‘’Evet’’ dedi. Nihayet düğün dernek tamamlandı. Sıra gelin almaya geldi. Adetlerin ardı arkası kesilmiyordu. Gelin hanımın bulunduğu odanın kapısını kardeşleri tarafından kitlenmişti. Kardeşidir, hakkıdır dedi bir miktar para verdi. Kapı açıldı. Bu seferde holün kapısını gelin hanımın kuzenleri tarafından kitlenmişti. Bir miktar para daha verip, gönüllerini yaptı ve kapıyı açtırdı. Peşinden gelin hanımın ayakkabısı saklanmış, bir türlü bulunamıyordu. Rıfkı Bey ‘Hasbünallahü ve n’imel vekil’ diyerek bir miktar para da bunun için verince ayakkabı bulundu. Herhalde bitmiştir diye içinden geçirmişti ki, sokağın başında gelin arabasının önü kesildi. Rıfkı Bey ayırdığı en son bahşiş parasını da onlara verdi ama bir türlü kabul ettiremedi. Rıfkı Beyin sinirleri gerildi. Şekeri yükseldi, Tansiyonu zirve yaptı. ’’Bu zamana kadar ne istendiyse gönül kalmasın diye yapmaya çalıştım. Ama artık adetlerinde bir sınırı olmalı. Denizi geçtim lakin çok az kaldı derede boğulacağım’’ diye bağırdı. Komşuların araya girmesiyle ortaya çıkabilecek tatsızlık son anda önlendi. Rıfkı Bey, ‘’Benimde kızım var, bu adetlerin hiçbirini yaptırmam’’ diye kendi kendine söz verdi. Bakalım zamanı gelince, mahalle baskısına direnip uyabilecek mi? Netice olarak örf ve adetler güzeldir ama tadını kaçırmamak şartıyla.

*

Eski - yeni : Eskiden ‘’İki gönül bir olunca samanlık seyran olur’ denilirdi. Ya şimdi, iki gönül gerçek manada bir olamayınca, cicim aylarından sonra lüks daireler bile samanlık oluveriyor ve akıbet soluğu adliyelerde alıveriyoruz. Niçin? Tabi ki, B O Ş A N M A K için… Diğer taraftan düğünden önce, gelin arabasının plakasına ‘’Evleniyoruz – Mutluyuz’’ yazıyoruz. Düğünden sonra ise, çok masraf oldu ‘’b o r ç l u y u z’’ diye dertleniyoruz.

*

TAVSİYE: 50 yılın birikimi olan, muhtevasında 666 adet farklı nasihatin yer aldığı ‘’Mahirane Söylemler’’ kitabımı mutlaka okumanızı ve evlatlarınıza okutmanızı samimi olarak tavsiye ediyorum. Yukarıdaki telefondan iletişime geçerek benden imzalı olarak (35 TL) / Emin Kırtasiye ’den / Osmancık’ta Hilal Kırtasiyeden temin edebilirsiniz.