Beyaz Zambaklar Ülkesinde, Mustafa Kemal Atatürk zamanında Türkçe' ye ilk kez çevrildi. Atatürk, kitabı okuduğunda bu destansı başarıya tek kelimeyle hayran olmuştu. Derhal kitabın ülkedeki okulların, özellikle askeri okulların müfredatına dâhil edilmesini emretmişti.

Türk askerleri ülkelerindeki “yaşamı yenilemek” için mutlaka bu kitabı okumalıydılar.

O vakitler, kitap o kadar çok ilgi gördü ki, Kuran-ı Kerim'den sonra en çok okunan kitap haline geldi. Bu kitap tüm yoksulluğa, imkânsızlıklara ve elverişsiz doğa koşullarına rağmen, bir avuç aydının önderliğinde; askerlerden din adamlarına, profesörlerden öğretmenlere, doktorlardan işadamlarına kadar, her meslekten insanın omuz omuza bir dayanışma sergileyerek, Finlandiya'yı, ülkelerini geri kalmışlıktan kurtarmak için nasıl büyük bir mücadele verdiklerini, tüm insanlığa örnek olacak biçimde gözler önüne sermektedir.

Halkların destansı özverisiyle yoksulluktan kurtularak, ekonomik, politik ve kültürel olarak nasıl mükemmel bir ülke yaratılabileceğini gösteren, okurlara dudak ısırtan ölümsüz bir eserdir Beyaz Zambaklar Ülkesinde. Mutlaka bulun, mutlaka okuyun.

Yıllar önce bu güzel kitabı özel olarak araştırdım buldum ve iki günde okudum.

Beyaz Zambaklar Ülkesinde adlı kitabı okuyunca, ülkemizde 1954 yılında kapatılan muhteşem Köy Enstitüleri projesi aklıma geldi ve içim yandı.

Köy Eğitmeni projesi adıyla 1936 yılında faaliyete geçen Köy Enstitüleri, eğitim alanında kırsal kesimde yaşayan halk ile kentliler arasındaki bozuk dengeyi eşitlemek ve köy halkına pratik bilgi vermek amacıyla faaliyete geçirilmiştir. Projenin kurucuları arasında dönemin Milli Eğitim Bakanı Hasan Ali Yücel ve İsmail Hakkı Tonguç yer almıştır.

Maalesef bu güzel okullar köylünün aydınlanmasından korkan cahil, korkak ve yobaz siyasiler tarafından kapatılmıştır.

Kör Enstitülerini şair Özbek İncebayraktar şöyle anlatır.

Köy çocuklarıydı. / Kurumuş çalılar gibiydiler bozkırda.

Kavrulmuş ekinler gibiydiler. / Geldiler, / Yalın ayakları

Ve / Yırtık mintanlarıyla geldiler, / Gönen’e, Aksu’ya, Kepirtepe’ ye.

Ezilmiş, sömürülmüş, horlanmış / Ve / Unutulmuştular bin yıldır.

Ferhat oldular, / Yardılar İdris Dağını. / Gürül gürül akıttılar suyunu,

Hasanoğlan’ a. / Köroğlu oldular, / Kafa tuttular Bolu Beylerine.

Yıktılar saltanatını ağaların.

Tolstoy’u Balzac’ı okudular koyun güderken./ Mozart’ı, Bethoven’i çaldılar dağ başlarında. / Moliere’i, Sophokles’i oynadılar. / Horon teptiler Beşikdüzü’nde kol kola. / Halay çektiler Yıldızeli’nde türkülerle. / Diz vurdular Ortaklar’da efece...

Ne zaman ülke aydınlanmasının motoru Köy Enstitüleri aklıma gelse kalbim sıkışır, içim yanar, kahrolur ağıtlar yakarak ağlarım.

1950’ lerde varlık ve yokluk savaşı veren Kore’ye Türkiye asker göndermiş çağdaş ve özgür ülke olmasına katkıda bulunmuştu.

İşte bugün o Kore dünya çapında markaları olan Samsung, Hyundaı, Kia Motors, LG ile bütün dünyaya meydan okuyor.

Köy Enstitüleri kapatılmamış olsaydı biz de Kore gibi dünya çapında bir gelişim göstererek çağdaş dünyada yerimizi alacaktık.

Köy Enstitülerinin kapatılması nedeniyle yazdığım ağıt dörtlüğüm;

Karanlığa küfür etme, bir mum yak aydınlansın,

Dön arkana bak, neden karanlıkta kaldın, anlarsın?

Köy Enstitüleri kapatıldı ülkemin ışıkları söndü,

Hâlâ karanlıktasın, sen çalışacak, sen yapacaksın…(Mehmet Özata)

BİLGE BAADDİN ESPRİLERİ

1—Hoca efendi camide, “Fakirlik kaderdir, isyan edilmemesi gerekir. Allah sizi imtihanla sınıyor.” deyince cemaatten biri, “Hocam Allah neden Alman’ı, neden Amerikalı’yı, neden İngiliz’i sınamıyor da hep bizi sınıyor?” diyor.

2-- —AKP toplumu geriye götürmedi, geri olan toplumu meşrulaştırdı. Cahiller yine çoktu ama bu kadar cüretkâr değildi. AKP cehaleti yönetti. (İlber Ortaylı)

3—Dünyada üst sınıf yaşar, orta sınıf şikâyet eder, alt sınıf şükreder.

Üst sınıf paraya, orta sınıf lidere, alt sınıf ise Tanrı’ya tapar. (Einstain)

24 Eylül 2021 / Mehmet Özata