Mimar Sinan Edirne Selimiye Camisini bitirmiş ve caminin bahçesinde son incelemelerini yapmaktadır. Yanında bulunanlara caminin herhangi bir eksiği var mı? Diye soru yöneltince, kalabalığın arasından bir çocuk sıyrılır. Kendinden emin bir şekilde, ‘ amca, cami çok güzel olmuş. Fakat şu minare eğri duruyor’ der. Mimar Sinan bu çocuğunun samimi uyarısını derhal dikkate alır ve yardımcısından hemen bir halat getirmesini ister. Getirilen halatı çocuğun eğri dediği minareye taktırır ve yardımcılarına ‘çek, çek’ diye talimat verir. Çocukta pür dikkat olanları takip etmektedir. Bu arada Mimar Sinan çocuğa yönelir, ‘evladım minare doğruldu mu, daha çektireyim mi deyince; çocuk, ‘tamam amca şimdi doğruldu’ cevabını verir. Bu cevaptan sonra halatı söktürür.

Halatla minare doğrulur mu? Diyenlere karşılık; ‘doğrulmayacağını bende biliyorum. Ancak o küçük çocuğun kafasındaki şüphe doğrulur. Eğer bugün bu çocuğun önerisini, ikazını dikkate almazsak, yarın büyüyüp buradan her geçerken, adam güzel cami yaptı, fakat minaresi eğri duruyor. Üstelik söyledim yine düzeltmediler’ diye hep içinden geçirir’ der.

Mimara Sinan’ın çok sayıda eserini inceleyenler, Sinan’ın depreme karşı bilinen ve gereken tüm tedbirleri aldığını söylemektedirler. Bu tedbirlerden biri, temelde kullanılan taban harcıdır. Sadece Sinan’ın eserlerinde gördüğümüz bu harç sayesinde, deprem dalgası emilir, etkisiz hale gelir. Yine binaların yer seçimi de ilginç. Zeminin sağlamlaşması için, kazıklarla toprağı sıkıştırmış dayanak duvarları inşa ettirmiştir. Örneğin, meşhur Süleymaniye Camisinin temelinin 6 yıl bekletmesi temelin zemine tam olarak oturmasını sağlamak içindir.

Mimar Sinan yapılarında ayrıca drenaj adı verilen bir kanalizasyon sistemi kurmuştur. Bu sistemle yapının temellerinin sulardan ve nemden korunarak dayanıklı kalması öngörülmüştür. Ayrıca, yapının içindeki rutubet ve nemi dışarı atarak soğuk ve sıcak hava dengelerini sağlayan hava kanalları kullanmış. Binanın yazın serin, kışın sıcak olmasının hesabını yapmıştır. Bunların dışında yazın suyun ve toprağın ısınmasından dolayı oluşan oluşan buharın, yapının temellerine ve içine girmemesi için tahliye kanalları kullanmış. Buhar tahliye ve rutubet kanalları drenaj kanallarına bağlı olarak uygulamaya konulmuştur.

Mimar Sinan’ın eserlerini inceleyen ve birçoğunu restore eden Mimar Abdulkadir Akpınar : ‘ Karşılaştığım bir özellikten dolayı gözlerime inanamadım. Sinan’ın eserlerinde en ufak bir çıktı ve desen dahi tesadüf değil. Renklere bile bir işlev yüklenmiş. Çünkü yapıyı her şeyi ile bir bütün olarak ele almış. Ölçülerini asal sayıya göre yapmış ve onun katlarını baz almış… Yapıları hislerine göre değil, matematiksel olarak oluşturmuş. Bugünün teknolojisi bile Mimar Sinan ‘ın yapmış olduğu bazı uygulamaları çözemiyor. Küresel ve piramidal uygulamaların bir başka benzeri daha yok. Ama bunların hepsi estetik sağladığı gibi yapının sağlamlığını da pekiştirmiştir.’ demektedir.

ÖZETİN ÖZETİ: Bir araya gelmek bir başlangıçtır, beraberliği sürdürmek bir ilerleme... Beraber çalışmaksa gerçek başarıdır. Anlatabildiklerimiz karşıdakinin anlayabildiği kadardır. Çözümde görev almayanlar problemin bir parçası olur. Bir okul, bir cami, bir apartman yapılırken yanınıza bir çocuk veya yetişkin gelip şurası iyi olmamış, göze hoş gelmiyor, çok kısa sürede bina yapıldı, depremde zararı olur mu? Veyahut beş ton demiri rast gele kaldırımın üzerine atmışsınız bir çocuk, bir özürlü yürürken üzerine düşerse zarar görmez mi? diye uyardığında acaba tepkimiz ne olur? Duymazlıktan mı geliriz veya boş ver bir şey olmaz mı deriz. Yoksa haklısınız, uyardığınız için teşekkür ederim. Gerekeni hemen yapalım mı deriz… Önerisini, sabırla dinleyip gereğini yapamasak bile ikna edebilirsek ne mutlu bizlere…

Mimar Sinan’ı, Mimar Sinan yapan özellik, karşısındaki bir çocuk bile olsa onu dinlemesi, ona değer vermesi ve eserleri hakkında onun beyninde gelecekte oluşabilecek olumsuzlukları şimdiden yok etmesidir. Büyüklerimiz, ‘en acınacak insan o dur ki; hata yaptığı halde hatası söylenemeyen, gerektiğinde eleştirilemeyen insandır. Çünkü bu insan daima hata yapmaya namzettir.’ demişlerdir.

‘Asırlar geçti düşmedi eserlerinden bir taş

Sinan’ı, Sinan yapan bu ince ruhtur arkadaş!’