Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Osmancık İlçe Başkanı Sadık Eker, siyasi, sosyal ve ekonomik anlamda Türk kadınının hak ettiği değere ulaşmasını istediklerini belirtti.

8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü nedeniyle bir açıklama yapan Sadık Eker, "Bizlere düşen de Ulu Önder Atatürk’ün göstermiş olduğu bu çağdaş medeniyet ilkeleri ışığında kadınlarımıza gereken önemi ve sosyal, iktisadi ve siyasi alanda gerekli değeri vererek eşit hak ve özgürlüklere sahip bireyler haline getirmek böylece toplumumuzu ileri taşımaktır" dedi.

CHP İlçe Başkanı Eker, açıklamasında şu görüşlere yer verdi:

"Tüm dünya, ülkemiz ve üyelerimiz arasında görev yapan kadınlarımızın 8 Mart Dünya Kadınlar Gününü kutlarız.

8 Mart Dünya Kadınlar Günü, tüm dünyada çeşitli etkinlikler eşliğinde kutlanan ve kadınların erkeklerle eşit haklara sahip olduğunu niteleyen özel bir gündür. Dünya Kadınlar Günü'nde kadınların ne kadar değerli oldukları bir kez daha ortaya koyacak kutlamalar gerçekleştirilmektedir. Dünya Kadınlar Günü, kadınların gerçek bir birey olmasının; siyasi, sosyal ve ekonomik anlamda eşitliğe kavuşma mücadelesinin azim ve kararlılığını simgelemektedir. Bu yüzden bu günün gerçek adı 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü’dür ve kadınların siyasi ve sosyal bilincinin gelişmesi,ekonomik, siyasi ve sosyal başarıları için kutlanmaktadır. Kadınlara bu haklar verilmeden, sosyal, ekonomik, siyasi alanda var olması sağlanmadan, bu önemli günün sadece çiçekle kutlanması, emekçi kadınlara saygıda ve günün anlamında eksiklik yaratır.

Dünya Emekçi Kadınlar Günü; ABD'nin New York kentinde bir dokuma fabrikasındaki 40.000 dokuma işçisi kadının grevi ile başlayan bir sürecin sonucudur. Bu grev sırada çıkan olaylarda fabrika içinde şüpheli bir yangın ile 129 kadın, yangında hayatını kaybetmiştir... 8 Mart 1857’de işçilerin cenaze törenine 10.000'i aşkın kişi katılmış, 1910 yılında Almanya Sosyal Demokrat Partisi önderlerinden Clara Zetkin, bu olayın ardından 8 Mart’ın Dünya Kadınlar Günü olarak anılmasını öneri olarak sunmuş ve öneri Uluslararası Sosyalist Kadınlar Konferansında oy çoğunluğuyla kabul edilmiştir.

Söz konusu yıllarda neredeyse hiçbir ülkede kadınlara seçme ve seçilme hakkı verilmiş değildir. Bu sebeple, pek çok ülkede eş zamanlı kutlanacak bu günün temel olarak kadınlara seçme ve seçilme hakkı verilmesi için bir mücadele günü olarak düzenlenmesi karara bağlanmıştır.

Türkiye'de 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü ilk kez 1921 yılında "Emekçi Kadınlar Günü" olarak kutlanmaya başlanmıştır. Bunda Türkiye Cumhuriyeti’nin Kurucusu Mustafa Kemal Atatürk önemli bir etken olmuştur. Sadece ülkesini düşman işgalinden kurtaran dahi bir komutan değil, aynı zamanda gelecek nesiller için de evrensel hukuka saygılı, özgürlüklerin koruma altına alındığı, kadın ve erkeğin eşit haklara sahip olduğu bir ülke bırakmak için yola çıkan vizyoner bir lider olması Türkiye’yi dünyada da çok farklı bir konuma getirmiştir. Kadınların toplum hayatında aktif olarak yer almamasının nesilleri ve geleceğimizi nasıl karartacağını görmüş ve bu konuda; ‘İnsan topluluğu kadın ve erkek denilen iki cins insandan oluşur. Kabil midir bu kütlenin bir parçasını ilerletelim, ötekini ihmal edelim de kütlenin bütünü ilerleyebilsin? Mümkün müdür ki bir cismin yarısı toprağa bağlı kaldıkça, öteki yarısı göklere yükselebilsin?” diyerek bu konunun üzerinde durmuştur.

“Anaların bugünkü evlatlarına vereceği terbiye, eski devirlerdeki gibi basit değildir. Gerekli özellikleri taşıyan evlat yetiştirmek, pek çok özelliği şahıslarında taşımalarına bağlıdır. Bu sebeple kadınlarımız, hatta erkeklerden daha çok aydın, daha çok feyizli, daha fazla bilgin olmaya mecburdurlar’’ diyerek ülkemizin Osmanlı imparatorluğundan kopmuş diğer ülkelerden daha ileri, modern ve çağdaş bir ülke olmasının altında yatan bu önemli düşüncesini dile getirmiştir.

Ardından 5 Aralık 1934 tarihinde Atatürk devrimlerinin en önemlilerinden biri gerçekleşmiş, kadınlar milletvekili seçme ve seçilme hakkına sahip olmuştur. Atatürk bu önemli kanun ile tam bir lider ve önder özelliğini herkese göstermiş ve bu alanda ileri görüşlülüğü ve çağdaşlığın ülkemizdeki temellerini oluşturmuştur. 1935 yılında kadınların seçme ve seçilme hakları ile ilgili olarak; “Bu karar Türk kadınına sosyal ve siyasal hayatta bütün milletlerin üstünde yer vermiştir. Çarşaf içinde, peçe altında ve kafes arkasındaki Türk kadınını artık tarihlerde aramak lazım gelecektir. Türk kadını, evdeki medeni konumunu yetki ile işgal etmiş, iş hayatının her aşamasında başarılar göstermiştir. Siyasi hayatla, Belediye seçimleriyle tecrübe kazanan Türk kadını bu sefer de milletvekili seçme seçilme suretiyle haklarının en büyüğünü elde etmiş bulunuyor. Medeni memleketlerin birçoğunda, kadından esirgenen bu hak, bugün Türk kadınının elindedir ve onu yetki ve liyakatle kullanacaktır.”diyerek kadının toplumdaki yerini sadece çocuk doğurmaya indirgeyen, okutmayan, iş hayatında yer aldırmayıp eve kapatmaya hevesli, geri kalmış zihniyete de gerekli cevabı vermiştir.

Bizlere düşen de Ulu Önder Atatürk’ün göstermiş olduğu bu çağdaş medeniyet ilkeleri ışığında kadınlarımıza gereken önemi ve sosyal, iktisadi ve siyasi alanda gerekli değeri vererek eşit hak ve özgürlüklere sahip bireyler haline getirmek böylece toplumumuzu ileri taşımaktır."