“Kim var idi, biz burada yoğ iken?” diyerek zaman tünelinden mazideki

âleme seslenen Yunus Emre’nin şiirlerine ve deyişlerine hayranım.

Türk Tasavvuf edebiyatının ve dünya edebiyatının en büyük sevgi bilgesi Yunus Emre’yi hepiniz tanıyorsunuz.

Hayatı hakkında çok az şey bildiğimiz Yunus Emre, Anadolu Selçuklu Devletinin dağılmaya ve Türk beyliklerinin kurulmaya başladığı 13. y.y.da orta Anadolu’da doğmuş ve yaşamış bir Türkmen kocası, şairi ve erenidir.

Anadolu’da Türkçe şiirin öncüsü olan şair ve mutasavvıf Yunus Emre Medrese

eğitimi görerek geleneksel İslam bilimlerinin yanında Arapça ve Farsça öğrenmiş.

Ahmet Yesevi’nin müritlerinden Tapduk Emre’nin tekkesinde hizmet etmiş, onun düşüncelerini yaymak için Anadolu’yu dolaşmıştır.

Yunus Emre olağanüstü gözlem gücü, hoşgörü ve sevgi anlayışıyla tasavvuf âleminin unutulmazları arasına katılmıştır.

Yunus Emre, “Risalet-ün Nushiye adlı 573 beyitlik eserinde, insanın toprak, su, ateş ve yel niteliklerinin birleşerek 3 evreye geçtiğini söyler.

Bunlar 1) Arınma evresi 2) Nurlanma evresi 3) Birleşme evresidir.,

İslamda tasavvuf yorumunu benimseyen Yunus Emre, keskin bir gözlem gücü, derin bir hoşgörü ve sevgi anlayışı ile gönüllerde taht kurmuştur. Sağlığında düzenlediği divanı bulunamamıştır. Yunus Emre Allah aşkını ve sevgisini, güzel ahlakla ilgili düşüncelerini, her türlü bâtıl inanca karşılık gerçek İslam tasavvufunu işleyerek, Türk-İslam birliğinin oluşmasına önemli katkılarda bulunmuştur.

Yunus Emre’nin hayran olduğum bazı şiirlerinden örnekler sunmak istiyorum.

Şöyle hayran eyle beni, / Aşkın oduna yanayım,

Her ne yana bakar isem, / Gördüğüm seni sanayım…

Dirildik pınar olduk irkildik ırmak olduk,
Aktık denize dolduk taştık elhamdulillah…
 

Taptuğun tapusuna kul olduk kapusuna
Yunus miskin çiğ idik piştik elhamdulillah…
 

Bu dünyadan gider olduk, kalanlara selam olsun,

Bizim için hayır dua kılanlara selam olsun,

Miskin Yunus söyler sözü, kan yaş ile doldu gözü

Bilmeyen ne bilsin bizi bilenlere selam olsun…

Bizden de bilge Yunus Emre’ye selam olsun.

Yunus Emre’nin Allah aşkını yansıttığı güzel şiirlerinden örnek alarak ben de bazen tasavvuf âlemine dalıyorum.

Kâinatı sizler için yarattım der Tanrı,
Bütün mahlukâtı içine kattım der Tanrı,
Bana ayna olasınız diye yeryüzünde,
Cemalimi görmek için size baktım der Tanrı...(Mehmet Özata)

Bodrum Yalıkavak’taki yazlığımızda geçirdiğim uzun bir yaz tatilinden sonra 4 Ekim akşamı İstanbul’a geldik. Bu yaz Yalıkavak’ta korkunç bir deprem sezonu yaşadık. Ana deprem sonrası yaklaşık on bine yakın artçı depremlerle beşik gibi sallandık.

Yaklaşık dört ay ara verdiğimiz Osmancık’lılar toplantısını bugün yapacağız.

Elim bir trafik kazasında kaybettiğimiz Hacı Dursun Özata ağabeyimin dünürü Veysel Odabaşı kardeşimin ölümüne çok üzüldüm. Allah rahmet eylesin ve mekânı cennet olsun. Osmancık haberlerini Yücel Boyacı, Bekir Gürsoy, Mustafa Boyvat ve Muammer Okutan’dan telefonla alarak mutlu oluyorum. Osmancık’ı özledim.

Bir aksilik olmazsa 3 Kasım sabahı Osmancık’a gelerek hasret gidereceğim.