ZAMAN KUŞUNUN KANATLARINA BİNER GİDER…(LA FONTAINE)

1621-1695 yılları arasında yaşayan La fontaine, Fransız edebiyatının başyapıtları arasında yer alan Fabıllarıyla ün yapmış bir şairdir. La Fontaine, “Genç Dul” adlı masalında üzüntü ve zaman arasında yukarıdaki bağlantıyı kurmuş.

UZUN YILLAR SAĞLIKLI YAŞAMANIN SIRRI

Bir röportaj sırasında gazeteci sorar: Bu kadar uzun süre yaşamayı, bu yaşta sağlıklı ve dinç kalmayı, her şeye rağmen hayata gülümseyen gözlerle bakabilmeyi neye borçlusunuz acaba? 102 yaşındaki adam bu soruya şöyle yanıt verdi:

“Her gün erkenden yatağımdan kalkar, pencerenin önüne gidip bir iki dakika tabiatı seyrederim. Hava ister güneşli, ister yağmurlu, ister soğuk, ister sıcak olsun kendi kendime şunları söylerim.

Bu tam benim istediğim gibi muhteşem bir gün!”

REKTÖRDEN ÖĞRENCİLERİNE DERS

Columbia Üniversitesi Rektörü Nicholas Murray Butler, öğrencilerine yaptığı bir konuşmada şöyle der. “Dünya 3 grup insandan oluşur:

Bir şeyi ortaya çıkaran ve yapan küçük ve bir seçkin grup.

Bir şeyin yapılmasını seyreden daha büyükçe başka bir grup.

Ve neyin olup bittiğini bilmeden yaşayan muazzam bir kalabalık…”

İNSANIN KIYMETİ

Yunan-Pers savaşları sonunda Pers (İran) askerleri esir edilip Atina meydanında satılığa çıkarırlar. İran’lı esir askerlerin üzerindeki göz kamaştırıcı elbiselerin bir çırpıda satılmasına karşılık, esirlere alıcı çıkmaması üzerine ; orada bulunan

Diyojen düşünceli, düşünceli: “İnsan ne garip mahluk! Arızı meziyetleri üzerinden sökülüp atılınca, kendisi beş para etmiyor” der.

DİYOJEN’İN İNTİKAMI

Hamal sırtında taşıdığı keresteyi ünlü filozof Diyojen’in kafasına çarptıktan sonra,”Dikkat!” diye bağırmış. Diyojen o gün hiç sesini çıkarmadan akşam etmiş. Ertesi gün eline geçirdiği bir sopayla sokakta rastladığı hamalın kafasına vurduktan sonra “Dikkat!..” diye bağırarak yoluna devam etmiş.

BOŞ EV

Yakışıklı ve iyi giyimli bir gençle tanışan Diyojen, bu gencin son derece ahmakça sözler söylediğini görür. Kendisine bu genç hakkında fikrini soranlara şu cevabı verir.

“Muhteşem bir ev. fakat içinde kimse yok, yani bomboş.”

TOKATLI NURİ (1825-1882)

Tokatlı Nuri, bazen güldüren ve düşündüren öğütler vermiştir.

Zamane hubuna meylini verme, (Hub= (sevgili, güzel, hoş)

Kışın zemherir’de yaz eder seni, (Zemherir = kara kış)

Hakikatli sanıp sakın inanma,

Ganilik vaktinde hazzeder seni …(Gani= Zengin)

HARABİ (1858-1915)

Asıl adı Ahmet Edip’tir.Nerede doğduğu (Ordu?) ve öldüğü belli değildir. Bektaşi şairleri arasında ünü yaygındır. Vahdetnâme adlı çok meşhur bir şiiri vardır.

Daha Allah ile cihan yok iken, / Biz onu var edip ilan eyledik,

Hakk’a layık hiçbir mekân yok iken, / Hanemize aldık mihman eyledik.

Sanma bu sözleri her insan anlar, / Kuş dilidir bunu Süleyman anlar,

Bu sırrı müphemi arifan anlar, / Çünkü cahillerden pinhan eyledik. .

(Mihman= Misafir, Süleyman=Süleyman peygamber, Sırr-ı müphem=Gizli sır, Pinhan= Gizli, saklı)