ABD kızılderililerin topraklarına nasıl kondu? Kızılderililer nasıl insanlardı?
Zaten insanları siyah derili Kızılderili ve beyaz diye ayıran ilk ABD oldu.

Daha önce sadece iyi ve kötü insanlar vardı.
Amerika Kıtasında Ekim ayının ikinci pazartesi "Kolomb Günü"dür.
Şenliklerle, şölenlerle kutlanır. Amerika üç gündür Kolomb Günü'nü kutluyor..
Peki kutlanan ne?.

1492 yılında Cenovalı kaşif Kristof Kolomb'un Nina, Pinta ve Santa Maria gemileri Amerika kıyılarına yanaştığında onları Arawak kızılderilileri karşıladı..
Kızılderililerin inancında Tanrılar sakallıydı ve denizden gelmişlerdi..
Sakallı istilacıları görünce onları doğaüstü sandılar..Yüzerek selamladılar.

Mısır, patates ikram ettiler.. Atları, iş hayvanları, demir silahları yoktu.

Ama kulaklarına ince altın süsler takıyorlardı..İşte o altınlar sonları oldu..

Kolomb kızılderililerle ilgili ilk izlenimlerini İspanya Kraliçesine şöyle yazmıştı..
“Bu insanlar o kadar yumuşak başlı, barışsever ki, yeryüzünde bunlardan

daha iyi bir ulus bulunmadığına Majestelerinizin önünde ant içebilirim.

Komşularını kendileri kadar seviyorlar, konuşmaları son derece tatlı ve kibar, konuşurken hep gülümsüyorlar; gerçi çırılçıplak dolaşıyorlar ama davranışları terbiyeli ve övgüye değer”
Geminin seyir defterine de şunları eklemişti.
"Onlara kılıçlarımızı gösterdik. Demir silahları ilk kez gördükleri belli.

Kesmenin ne demek olduğunu bilmediklerinden, bazıları kılıçların keskin tarafını tutunca ellerini kestiler. Bu insanlar ne herhangi bir mezhebe bağlılar ne de puta tapıyorlar. Kötülüğü tanımıyorlar, birbirlerini öldürmeyi bilmiyorlar. Hiç silahları yok... Kızılderililer son derece sade, dürüst ve eli açık insanlar. Herhangi birinden sahip olduğu herhangi bir şey istenince hemen veriyorlar. Kötülüğün ne olduğunu hiç bilmiyorlar, çalmıyorlar, öldürmüyorlar. Komşularını kendileri kadar çok seviyorlar.”

Ardından katliam başladı..
Sakallı yabancılar altın ve değerli taş aramak için köyleri yağmaladı, yakıp yıktı..
Yüzlerce kadını, erkeği, çocuğu kaçırdılar. Kadınlara tecavüz ettiler..
Direnen erkeklerin kulaklarını kestiler, kafa derilerini yüzdüler..
Gemilerine atıp köle olarak satılmak üzere Avrupa’ya götürdüler.
Kolomb’un 12 Ekim 1492’de San Salvador sahiline ayak basmasının üzerinden

on yıl bile geçmeden bütün kabileler, yüz binlerce insan yok edildi..
Ardından İspanya’dan, Avrupa’dan akın akın geldiler.

Tüm Amerika Kıtasını cehenneme çevirdiler. Katliamlara papazlar da katıldı. Katolik olmayı kabul etmeyen Kızılderili şamanları ayaklarından asarak canlı canlı yaktılar.
Kolomb Amerika'ya vardığında dünya nüfusunun 5'te biri kızılderili idi..
Sayıları 70 milyonu geçiyordu.. 1492'den bugüne sadece 2 milyon kaldılar.

İşte bütün dünyayı etkileyen Coğrafi Keşifler böyle başladı.

yüz yıldan başlayarak Avrupa’da ipten kazıktan kopmuş çok cesur, acımasız maceraperest insanlar kuzey Amerika’ya, güney Amerika’ya, Asya’ya ve Afrika’ya göç ederek oralarda yaşayan geri kalmış mazlum milletlerin canlarına okudular. Katliamlar yaptılar, sömürdüler, köle ticareti yaptılar. Ve maalesef, bugün de dünyanın efendileri olarak mazlum milletleri sömürmeye devam ediyorlar.

Aynı asırda 2. Bayezit (1481-1512), Yavuz Sultan Selim (1512-1520) ve Kanuni Sultan Süleyman’la (1520-1566) Yükselme devrini yaşayan Osmanlı İmparatorluğu maalesef, coğrafi keşiflerin önemini kavrayamadı.

Üstelik Kanuni zamanında beşik ulemasının etkisiyle medreselerde okutulan akli bilimler (Matematik, Tarih, Coğrafya, Felsefe) yasaklanınca, Rönesansı, Reformu

ve sanayi devrimini ıskaladık. İşte bu yüzden çağdaş uygarlığın gerisinde kaldık.