Her zaman ve her yerde cep telefonuyla konuşan insanları çok yadırgıyorum.

Özellikle, gençlerdeki cep telefonu bağımlılığı korkunç boyutlara ulaşmış.

Neredeyse telefonla yatıp, telefonla kalkıyormuş sevgili gençlerimiz.

Psikologlar, insanların teknolojiyi ölçüsüz kullanmasının fiziksel ve psikolojik çok

ciddi sorunlara yol açabileceğini söylüyorlar.

Bütün gençler, özellikle genç kızlar tam bir cepkolik olmuşlar. Zaman ve mekân hiç fark etmiyor onlar için. Son model pabuç gibi cep telefonlarıyla konuşuyor, yazışıyor, konuşuyor, yazışıyor, konuşuyor, yazışıyorlar…

Sokaktaki insanlara ayıp olur, biraz sonra evde konuşayım, yazışayım nezaketi yok.

Geçen ay bir hastanenin merdivenlerinden cep telefonuyla konuşarak inen bir genç

kız tepe taklak yuvarlandı. “Geçmiş olsun kızım, hastanenin telefon bağımlılığı merkezi varmış, sizi oraya götürelim mi!” dedim. “öfkeyle, gerekmez!” dedi.

yaklaşık 25 milyon kişi cep telefonundan internet kullanmaktaymış.

Aşırı cep telefonu kullanan, elinden düşürmeyen gençlerin çoğunda baş ağrısı, sağırlık, görme bozukluğu, algı bozukluğu, unutma, olayları karıştırma, beyin tümörü aile işlerine duyarsızlık gibi rahatsızlıklar görülmekteymiş.
"İlk ve son işiniz akıllı telefonunuza bakmaksa bağımlılığa yakınsınız" demektir.

Çocuklarınızı lutfen sanal alemden kurtarın,

Sevin eğitin onları, gerçek alemi anlatın,

Günaydın, nasılsın demeyi unutmuş çocuklar,

Toplum içine çıkartın adam gibi yaşatın…(Mehmet Özata)

Cep telefonumda 2400 kişi kayıtlı. Cep telefonuyla yavaş konuşmayı bir türlü beceremediğim için konuşmalarımı, çevremdeki insanlar rahatsız olmasın diye

evde yapmaya başladım. Aylık konuşmamı da 40-50 kişiye düşürdüm.

Görüyorum ki, bazı anne ve babalar küçük çocuklarını susturmak için cep telefonlarını oynasınlar diye ellerine veriyorlar. Çocuklarımızı, yavrularımızı küçük yaşta cep telefonu bağımlısı haline getirteceklerini hiç düşünmüyorlar.

Ülkemizde yediden yetmişe herkes cep telefonlarıyla konuşmaya başlamış. Avrupa’da telefonla en çok konuşan milleti Türklermiş. Tebrik ederim!

Bu kadar ahkâm kesmeden sonra rubai ve dörtlüklerle kısa kısa mesajlar verelim.

Ay yüzlüler aydınlık yansıtırlar, / Nereye baksalar aydınlatırlar,

Aynalar her elde güzel göstermez, / Mutsuz yüzler aynayı karartırlar…

Göklerde geziyor gönlümün gamı / Gece beni ağlarken gören var mı?

Kuşunu uçurmuş çocuk gibiyim! / Gitti ömrüm ! Hepsi bu kadar mı? (Sa’di)

Ben Adem’den evvel çok geldim gittim,

Yağmur olup yağdım ot olup bittim,

Bülbül olup Firdevs bağında öttüm, (Firdevs bağı=Cennette bir bağ)

Bir zaman gül için har’a düş oldum…( Har = Diken) (Esrar Dede)

Dünyayı güzellerle bezersin Tanrı’m,

Sonra da bakmayı men edersin Tanrı’m,

Yani ki, dolu bir kadehi verirsin elime,

Hem yan tut, hem de dökme dersin Tanrı’m…( Ömer Hayyam

Bir merhaladen güneşle derya görünür,

Bir merhaleden her iki dünya görünür,

Son merhale bir fasl-ı hazandır ki sürer,

Geçmiş Gelecek cümlesi rüya görünür…(Yahya Kemal Beyatlı)