DÜNYA, KÖTÜLÜK YAPANLAR YÜZÜNDEN DEĞİL, SEYİRCİ KALIP

HİÇ BİR ŞEY YAPMAYANLAR YÜZÜNDEN TEHLİKELİ BİR YERDİR.

(ALBERT EINSTAIN)

Albert Einstain gibi dâhiler böylesine güzel ve çok anlamlı sözler söyleyerek

insanlara yol gösterirler. Bizlere de böyle güzel sözlerden ders almak düşer.

1970-1976 yılları arasında eşimle beraber 6 sene Antalya Serik lisesinde tarih öğretmenliği yaptık.

Ben, anarşinin kol gezdiği ve günde 25-30 kişinin öldüğü o kâbus yıllarda Antalya lisesinde çalışırken (1979) öğretmenlikten ayrılarak Mobil Oil Türk A.Ş.’de girdim.

Öğretmenlikte ve yöneticilikte gösterdiğim çabanın karşılığını alamıyordum.

Eğitim sistemimizi de çağdışı bulduğum için sürekli bir arayış içindeydim.

Mobil benim içim bir kurtuluş oldu. Dokuz sene öğretmenlik yaptım.

Serik’li öğrencilerimin vefasını, sevgisini ve saygısını hiç unutamam.

Makam, mevki sahibi büyük adamlar olmuş sevgili öğrencilerimden pek çoğu

yılladır beni telefonla arayarak, hal ve hatır sorarlar.

Görüşmelerimiz sonunda ,”Hocam bir emriniz var mı? “sözleri beni ağlamaklı yapar.

İstanbul’da ziyaretime gelirler. Sohbet eder, eski günleri yad ederiz.

Yarın akşam Serik lisesinde okuttuğumuz yaklaşık 100 öğrenci ve 20 öğretmen arkadaşla Manavgat Süral otelde buluşacağız. Benim “Dalai Lama” dediğim Ramazan Kara adlı öğretmen öğrencimiz iki senedir bu organizasyonu yapıyor.

Geçen sene Belek’te bir otelde 1970-1976 yılları arasında okuttuğumuz öğrencilerimiz ve öğretmen arkadaşlarla buluşmuş ve hasret gidermiştik.

Aradan geçen kırk sene, herkesi dönüştürmüş başka insanlar haline getirmiş olmasına rağmen ben öğrencilerimizi hatırlamakta hiç zorluk çekmemiştim.

Onlar da beni hatırlamakta zorlanmamışlardı.

Ben öğrencileri seven, onlarla hayatı, yaşamı ve bildiklerini paylaşan, onlara

örnek olmaya çalışan idealist bir öğretmendim.

Öğrencilerime büyük insanlar gibi davranırdım ama onlardan büyük insan davranışları beklemezdim.

Sanırım, bu yüzden onlar beni, ben de onları çok sevdim.

HER ZAMAN DOSTLARIMA VERMEYİ DÜŞÜNDÜĞÜM ÖZEL ARMAĞANLAR

İNSANLARI DİNLEME : Gerçekten dinleme… Kesmeden, dinler gibi yapmadan. Vereceğiniz cevabı düşünmeden. Can kulağıyla…

SEVGİ : Gülümseyin, kucaklayın, öpün, ellerini tutun. Bu hareketler annenize, babanıza, eşinize, çocuklarınıza, dostlarınıza olan sevginizi açıkça göstermenizi sağlayan işaretlerdir.

KAHKAHA : Fıkralar anlatın, neşelendirin. Onlarla mutlu olduğunuzu hissettirin.

NOTLAR : Bir küçük teşekkür notu, bir selam, kısa bir şiir… Kısacık notlar her zaman bir büyük anı olarak hatırlanacaktır.

İLTİFAT : Küçücük bir iltifat, karşınızdakinin moralini düzeltir, gününü aydınlatır. İnsanlar sizin her şeyinizi ama her şeyinizi unuturlar ama kendilerini iyi hissettirdiğiniz sözlerinizi ömür boyu unutmazlar. Küçücük bir cümleyi insanlardan esirgemeyin.

İYİLİK : Günlük işlerin kargaşasında yapacağınız iyilik insanlara moral verir.

NEŞE : Neşe ve hüzün bulaşıcıdır. Hüznünüzü değil ama neşenizi gösterin insanlara.

YALNIZLIK : Hayatın kargaşasında bazen insanlar sadece yalnızlığı isteyebilirler. Onlara yalnızlığı armağan edin.

Ahkâm kesmeye devam.

Güzellik bakan gözdedir, hayata güzel bak,

Sevgiyi paylaşarak mutluluk fanusunu yak

Bir gelir âleme insan ağlayıp durma artık,

Hayatın reçetesi yok başının çaresine bak…